Sentence examples of "canlı bir" in Turkish

<>
Elbiselerindeki güzel yama işi gibi, Ranalar tarafından seçilen renkler doğadan ilham alınmış canlı bir renk cümbüşü oluşturuyor. Как красивый пэчворк в их платьях, цвета, выбираемые рана из смеси ярких красок, подсказаны самой природой.
Lonely Planet, için Avrupa'nın en iyi tatil yeri arasında gösterdiği Porto şehri için: "Portekiz'in kuzeyinde, canlı bir sanat başkenti ve bütçeye uygun bir tatil yeri olarak yükselmekte" diye yazıyor. Названный одним из топ европейских туристических направлений в рейтинге Lonely Planet, согласно путеводителю, город Порто на севере Португалии "появился как столица изобразительных искусств, о котором по праву говорят как о направлении огромного значения".
Çok cesurca ama aynı zamanda canlı bir elbise. Это смело, но очень уж экстравагантный наряд.
Bana canlı bir penguen göndermiş. Он послал мне живого пингвина.
Dahası, evren de içinde yaşayan tüm yaratıkları kapsayan başlı başına canlı bir varlıktır. Кроме того, космос - единственное Живущее Существо которое содержит все живущие существа внутри.
Gooz, karşında canlı bir usta pilot var. Гуз, ты смотришь на настоящего живого аса.
Canlı bir yaratık olmuştur. Он стал живым существом.
Bu kadınsa kanlı canlı bir insan. Эта женщина из плоти и крови.
Eğer canlı bir şekilde geri dönmezseniz Midas, krallığımıza hiç altın vermez. Если вы не вернётесь живым, Мидас не даст золота нашему королевству.
Canlı bir tavuk istiyor! Он хочет живую курицу!
Virüsün canlı bir örneğinden tedavi elde edebildik. Мы смогли выработать противоядие из образца вируса.
Ölülerin kitabı, canlı bir insanın içine iltihap topluyor. Чтобы Книга Мёртвых прорастала как нарыв в живом теле.
Çok canlı bir kuş. Она очень активная птица.
Bu eğlenceli. Hep plaj yolculuğuma canlı bir seks gösterisiyle başlamak istemiştim. Я всегда мечтал начать свою поездку на пляж с живого секс-шоу.
Çok canlı bir rüya gördüm. Мне приснился очень яркий сон.
Gerçek, canlı bir kıza ihtiyacı olan kim? Кому нужна настоящая, живая девушка, правда?
Bir köy ya da canlı bir şey gibiydi. Это было как община или как живое существо.
Sen bunun canlı bir kanıtısın. И ты тому живой пример.
Orada canlı bir şey kalmadı, bir şey görmemiştir. Там нет никого в живых. Он ничего не видел.
Lily canlı bir kalkan olarak kullanıyor. Он использует Лили, как щит.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.