Sentence examples of "demek" in Turkish

<>
Demek bizi bu kadar kolay ele geçirebileceğini sandın, ha? Значит, ты думаешь, что можешь легко нас захватить?
Demek istediğin, Meksika veya Kanada'dan buraya kanun dışı bir şekilde düşen biri mi? Ты хочешь сказать того, кто незаконно проник в страну из Мексики или Канады?
Bu, onların güvenlik düzeyine göre hareket etmek zorundayız demek. Это означает, что мы действуем на их уровне безопасности.
Demek Bourne'un sevgilisini öldürten terbiyesiz bir bölüm şefimiz var. Итак, один ублюдок из наших убил девушку Борна.
Demek ki daha önce hayatınızda hiçbir suç yüzünden tutuklanmadığınızı söylediğinizde doğruyu mu söylüyordunuz? То есть сказав ранее, что вас никогда не арестовывали вы сказали правду?
Sicityalı kadınlar bu Avrupa gücünün ne demek olduğunu anlıyorlar. Сицилийские женщины хорошо знают, что такое европейская армия!
Biliyorum ama -5-7-8-9, bu numaralar ne demek? Понимаю, но -5-7-8-9. Что эти цифры означают?
Yani demek istediğim, Başkan Hayes'e yazıklar olsun. Я имею ввиду, позор для мэра Хэйса.
Vay canına! Özel eğitim böyle oluyor demek. Вот она какая, частная школа, да?
Hayır, daha uzun değil, daha geniş demek istedim. Нет, я имею ввиду не выше, а шире.
Demek istiyorum ki; aşık olmak istiyordun ve Afganistan'dayken aşık oldun da. Ну я просто говорю, что ты хотел влюбиться что и сделал в Афганистане.
Bu da demek oluyor ki yeni bir arabaları var ancak düzgün çalışmayacak. Имеется в виду, что она новая и не работает как надо.
Demek istiyorum ki, o kendini kurta dönüştürebiliyordu. ve biliyorum ki Scott yapamıyor. В смысле она могла превращаться в настоящего волка, а Скотт не может.
Demek büyükler böyle uzun oluyor. Вот почему взрослые такие высокие.
Valla, Cade seni bir merhaba demek için getireceğini söylüyordu. Кейд не переставал мне говорить, что приведёт тебя поздороваться.
Özellikle, bu demek oluyor ki aracın motoru Ya ortada ya da arkadaymış. Точнее говоря, это значит, что у машины двигатель посередине или сзади.
Tamam, Heather, Trish ve Jackie arasında demek istedin yani? Между Хезер, Триш и Джеки, вы имеете в виду?
"Ne demek istiyorsun?" diye sormam gereken kısım bu mu? Это здесь я должен спросить "Что ты имеешь в виду?"
Bu gece Sheldon'ın ilk kez resmi bir buluşmaya çıktığını demek istiyorum. Я имела в виду, сегодня у Шелдона первое официальное свидание.
Ne demek? Sen, benim çocuklarımı mı yetiştirdin? Что это должно означать, ты растила моих детей?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.