Sentence examples of "diyorum" in Turkish

<>
Sana diyorum, onu çabucak öldürmek merhamet göstermek olur. Я говорю тебе, будет милосерднее убить её быстро.
Ben buna Randy'nin üçlü Dandy'si diyorum. Я зову это Тройной Денди Рэнди.
Amım hissizleşti diyorum sen bana bir anda bu saçma sapan bir matematik problemiyle cevap veriyorsun. Моя щель просто онемела! И тут вдруг вы начинаете говорить о смехотворной математической проблеме.
Hayatımda bir seferliğe mahsus, Subay Scott, diyorum ki... Впервые за свою жизнь, офицер Скотт, я скажу...
bi dollar versene ya, Bonnie işe girdi diyorum. Одолжи мне десятку. Я же сказал: Бонни работает!
Ben diyorum ki, bir şeyler değişene kadar bizim elimizdeki en iyi şüpheli o. Я считаю, что пока ничего не изменится, она - наш главный подозреваемый.
Şunu diyorum ki Benjamin sen masa başında çalışan bir katip değil, eylem adamısın. Я хочу сказать, Бенджамин, что ты солдат, а не конторский клерк.
Ben sadece bu biraz karmaşık bir mesele, diyorum. Я хочу сказать, что эта проблема очень запутанная.
Her seferinde, ben kendi kendime bu sefer son olacak diyorum. Я всё время говорю себе, что это в последний раз.
Sonra ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorum ve büyük bir duygusallıkla şöyle diyorum: Тут я плачу, плачу, плачу, и с чувством говорю:
Diyorum sana, Daft Punk'a hayran kalacaksın. Говорю тебе, тебе понравится Daft Punk.
Diyorum sana, bu polisler Allah'ın belası vahşi hayvanlardan başka bir şey değiller. Я вам говорю, Эти легавые - чисто, блин, дикие звери.
Ben de diyorum ki, bana ulaşmak için seni kullanıyor. А говорю, он тебя использует, чтобы достать меня.
Dostum diyorum sana ya, Da Vinci Kodu gibi bir şey bu. Чувак, говорю тебе, это один-в-один "Код да Винчи".
Diyorum sana, boyun derisi iyi, bacaklarda iş yok. Я тебе говорю, шея хороша, а ноги нет.
Diyorum ya sana, eğer elimi midemin üzerinde tutarsam o kadar da kötü ağrımıyor. Говорю тебе, если я положу руку на живот не так сильно и болит.
Artık ailenin en büyüğü benim ve kız içeri girmeyecek diyorum, tamam mı? Теперь я старший в этой семье и говорю, что она не войдет.
Sen yasal görüşme diyorsun ben ise para sızdırma diyorum. Вы говорите правовой спор, а я говорю вымогательство.
Ve ben diyorum ki siz Wei Ling Soo'sunuz.. И я говорю, что вы мистер Вей Линг Су.
Hayır, ben diyorum ki böyle bir soruya cevap vermek yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Нет, я говорю, что ответ на такой вопрос может привести к недопониманию.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.