Sentence examples of "doğal kaynaklar" in Turkish

<>
Tamam, sekiz kilometre ötenizde Toprak ve Doğal Kaynaklar istasyonu var. Ладно, Станция Природных ресурсов земли где-то в км от вас.
Sanayi ve hizmet sektörlerinde bir artış gözlense de doğal kaynaklar, yabancı yatırımcıların en çok ilgilendiği konu. Самая востребованная сфера для инвестиций - природные ресурсы. Но уже наметился интерес к сферам производства и услуг.
Ortaklar. RETScreen, Kanada hükümetine bağlı CanmetENERGY Varennes Doğal Kaynaklar Araştırma Merkezi'nin liderliği ve finansal desteği ile yönetilmektedir. Проектом RETScreen руководит и оказывает финансовую поддержку исследовательский центр CanmetENERGY в Варене при департаменте природных ресурсов Канады.
Oysa az doğal kaynağı bulunan bir ülkenin yaşam kaynağı terörizme karşı yapılan savaştır. Однако, страна обладает ограниченными природными ресурсами и черпает свои силы из борьбы с терроризмом, выживая за её счёт.
Çocuklarınızın geleceği için yenilenebilir kaynaklar yaratın. Создайте ресурсы для будущего Ваших детей.
Elektrik kesintileri şehir çapındaki doğal rüzgar akımını takip ediyorlar. Перебои в электроэнергии следуют за природным общегородским потоком ветра.
Elimizdeki kaynaklar bizim için bir ödül. В нашем распоряжении огромный запас ресурсов.
Kar, büyük oranda bölgesel ve bu durumda doğal olarak yağmıyor. Снег плотно сосредоточен, и по этой причине выпадает не естественно.
Başka kaynaklar var, diğer destekçiler. Есть другие источники, другие спонсоры.
Ağaçlar bizi kendine doğal olarak çekerler. Любовь к деревьям естественна для нас.
Avustralya kaynaklar olarak Amerika kadar zengin görünüyordu. Австралия богата ресурсами, как и Америка.
Bu onların doğal içgüdüsü. Это их природный инстинкт.
Muazzam kaynaklar ve önemli devlet görevlilerine erişim... Огромные ресурсы, высочайший уровень государственной поддержки.
Bu sadece seçim yapmanın getirdiği doğal panik. Это просто естественная боязнь окончательности сделанного выбора.
"Kaynaklar" derken neyi kastediyorsun? Что значит, "источники"?
Paran var, statün var, doğal gür saçların var, düzgün bir takımın var. У тебя есть деньги, положение, у тебя натуральные густые волосы - вполне неплохо.
Polis bilgi vermeyi reddederken kaynaklar olası bir insan avı peşindeki seri katili iddia ediyor. Полиция отказывается предоставлять информацию, проверенный источник сообщает, что возможный серийный убийца найден.
Senin flört etmen doğal ama benim değil? Тебе флиртовать нормально, а мне нет?
İstihbarat Grubu'nda hala bazı tanıdığım kaynaklar var. У меня остались свои источники в разведсообществе.
Askerliğini yaparken doğal olarak korkusuzluğa olan eğilimini açığa çıkarma fırsatı buldu. И именно на службе ее страсть к состязаниям нашла естественное применение.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.