Sentence examples of "emin" in Turkish with translation "убедиться"

<>
Ayrıca bir daha öldürmeye meyilli olduğundan da emin olmalıyız. А еще надо убедиться, что он убьет снова.
Ama iş ortağım buranın planlarını görmek istiyor. Sadece her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için. Но вот мой партнёр хотел бы увидеть планы, чтобы убедиться, что всё тип-топ.
Bu gecenin senin için tam bir fiyasko olmayacağından emin olmak istedim. Я хотела убедиться, что вечер для тебя не безнадёжно потерян.
Sadece polisin orayı bulup buna engel olduğundan emin olmak istedim. Я просто хотел убедиться что полиция обнаружит и остановит их.
Mr. X, Lars'ın Yuruk'ten antikaları geri alacağından emin olmak için Benim hizmetime başvurdu. Мистер Икс нанял меня, чтобы убедиться, что Ларс вернет реликвии от Юрака.
Birlikte bir ekip oluşturup görüş alanımızda yürümelerini sağlar ve o şerefsizlerin arka kapıdan ürkütücü tipleri sızdırmayacağına emin oluruz. Мы организовали команду, которая обходит периметр, нужно убедиться, что эти ублюдки ничего тут не оставили.
Sürüdeki en büyük erkek, kurbanın öldüğünden emin olmak için öne çıkar. Старший самец подходит к жертве, чтобы убедиться, что она мертва...
Şu anda seninle olan kişilerin doğru kişiler olduklarından emin olmalısın Wes. Уэс, ты должен убедиться, что тебя поддерживают правильные люди.
Dinle. Seninle yakından ilgilenmek istiyorum ve yaklaşan büyük değişimlerle ilgili sorun yaşamadığından emin olmak istiyorum. Кстати, я хотел убедиться готов ли ты к предстоящим большим переменам в твоей жизни?
Yarım kalan bir işi olmadığından emin olmak istiyoruz. Хотим убедиться, что не осталось незавершённых дел.
Bebek hala iyi mi diye emin olmalıydım, tamam mı? Я должен убедиться, что ребенок в порядке, хорошо?
Sizin insan olduğunuzdan emin olmamız gerekir. E-postanızın ilk beş harfi nedir? Нам нужно убедиться, что Вы - человек. Каковы первые пять букв Вашего электронного адреса?
Aynen öyle. Ben de geri verdiğinden emin olacağım. Правильно, и я собираюсь убедиться в этом.
Ve Annabeth, senden gidip o karavanda her kim yaşıyorsa, Lavon'a oy vereceğinden emin olmanı istiyorum. Аннабет, ты должна убедиться, что тот, кто живет в этом трейлере проголосует за Левона.
Sadece emin olmak için, belki de Parmaklarından birini keselim, Bakalım geri büyüyecek mi? Чтобы убедиться, может, стоит отрезать ему палец и посмотреть, отрастет ли он.
Bunun gerçek olduğundan emin olmak için onun gözlerinin içine bakmak istiyorum. - Tamam. Я просто хочу посмотреть ей в глаза, и убедиться, что это правда.
Sadece, sana bunu vermeden önce etrafın temiz olduğundan emin olmak istedim. Хотела убедиться, что небо чистое, прежде чем отдать тебе это.
Barış muhafızı, senin işin, o kuyunun asla açılmadığından emin olmak. Хранитель мира, ты должен убедиться, что это никогда не откроют.
Ben sadece üzerlerinde iyi bir izlenim bırakacağından emin olmak istedim. Я просто хочу убедиться, что ты произведешь хорошее впечатление.
Theo, onun beni öldürmesini engelleyecek kimsenin olmayacağından emin olmak istedi. Тео хотел убедиться, что никто не помешает ему убить меня.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.