Sentence examples of "etmek" in Turkish

<>
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Biz tamamen kendi kendimizi finanse ediyoruz ve devam etmek için sizin yardımlarınıza ihtiyacımız var. Мы сами финансируем съёмки и только с вашей помощью мы сможем сделать продолжение сериала.
Başka çareniz yoktu, Onu tedavi etmek zorundaydınız. Выбора не было; его нужно было лечить.
Gaia var olsa bile, yine de Fantomları yok etmek zorundayız. Даже если Гайа существует, разве мы не должны уничтожить фантомов?
Saygısızlık etmek istemem efendim ama kendisi daha en başından beri bu yolculuğa sıcak bakmıyordu. При всём уважении, сэр, он вообще не хотел ехать в это турне.
Alfred'i daha eve getirdiğimden beri bu ilişkiyi sabote etmek için elinden geleni yapıyordun. Ты хотела расстроить эти отношения с момента, как я привела Альфреда домой.
Kusura bakmayın, sizi rahatsız etmek istememiştim, ama bir fotoğraf çektirebilir miyiz? Мне очень жаль. Я не хочу вас беспокоить, но можно нам сфотографироваться?
Düşünün bakalım, parayla çıkıp gelen birini tahliye etmek için neden bu kadar acele ediyorlar? Я тут подумал: почему они так хотят выселить того, кто может им заплатить?
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Komutanım, ateşkesi müzakere etmek için kaptanınızın burada bulunmasını talep ediyor. Мой командующий приказывает вашему капитану явиться для переговоров по прекращению огня.
Hayır. eşinize saygısızlık etmek istemem, Ama o bu tür yerlere gerçekten gitmezdi. Не хочу оскорбить вашу жену, но он в них вообще не верил.
Bu yüzden bütün adamlar buraya geldi ve onu yok etmek için silahlandı. Вот почему все Живодеры здесь. Вся команда вооружена и готова к зачистке.
Avukat bir kaç hesabı tekrar aktif etmek için uğraşıyor. Адвокат работает над тем, чтобы разморозить наши счета.
Bu kurbaga beynimi oyuyor. Bana yardiim etmek zorundasin. Это лягушка меня убивает Ты должен помочь мне...
Bir gün bu tekneyi tamir etmek için başka bir dahi bulacak. Однажды ему придется искать другого гения, чтобы починить его корабль!
Ve şimdi, berbat etmek istiyorum her şey bizim için çalıştık. А теперь, вы хотите испортить все, что мы работали.
Birşey elde etmek için başka birşeyi feda etmeliyiz. Если хочешь получить что-нибудь, надо чем-то пожертвовать.
941 yaz başı, Kurkuas doğuya yaptığı seferi kaldığı yerden devam etmek için hazırlanırken, dikkati hiç beklenmedik bir olay ile dağıldı: В начале лета 941 года, когда Куркуас был готов возобновить кампанию на Востоке, его внимание было отвлечено на неожиданное событие:
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Daha başka ne var diye genel bir muayene etmek istiyorum. Я бы хотел сделать общий осмотр просто узнать немного больше.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.