Sentence examples of "fark etti" in Turkish

<>
Patronum bunu fark etti. Мой начальник всё понял.
Kimse bu sembolü fark etti mi? Кто-нибудь заметил это? Этот символ?
Yıllar sonra Britanya'da onların sadece martı olduklarını fark etti. он понял, что это были всего лишь чайки.
Belediye, Gold Coast ve burası arasında bir bariyer olmadığını fark etti. После строительства город увидел, что нет барьера отсюда до Золотого Берега.
Pusetin alçak olduğunu fark etti ve dan dan! Уолтер заметил, что коляска немного просела. Бац!
Gob yeni bir plan gerektiğini fark etti. Джоб понял, что необходим новый план.
Bir küf fark etti ve onu halletmek istedi. Он нашел плесень и хотел разделаться с ней.
En sonunda, teşekkürler, beni aşağılamayan biri onun burada olmadığını fark etti. Спасибо тебе. Тот, кто меня не оскорбляет заметил, что его нет.
Ama Agnes, Dr. Jordan'ın gözlerini görünce gerçeği fark etti. Но когда Агнес увидела глаза доктора Джордан, она узнала.
Nina'nın ona karşı bir şeyler hissettiğini fark etti. Он понял, что Нина чувствует к нему.
Sence Andrew senin bir hedef haline gelebileceğini mi fark etti? Думаете, он подумал, что вы можете стать мишенью?
Sence hamamböcekleri devriyemizi mi fark etti? Думаете, тараканы засекли наш разведотряд?
Griffin sonunda seks hayatının, tanrının umurunda olmadığını mı fark etti? Гриффин наконец понял, что богу плевать на его сексуальную жизнь?
Kadın evden çıkarken cihazı fark etti. Домработница видела устройство когда покидала дом.
Doktor olarak çalışırken, birçok genç hastanın sindirim ve bağırsak problemleri yaşadığını fark etti. В это время он обратил внимание на то, что многие дети страдают от проблем пищеварения.
Kısa zaman içerisinde Frank Kameny, Stonewall ayaklanmalarının getirdiği muazzam değişimi fark etti. Фрэнк Камени вскоре понял смысл перемен, вызванных стоунволскими беспорядками.
Jobs hemen değerini fark etti, onu NeXTSTEP'e dahil etmeye başladı ve 1988'de NeXTSTEP 0.8'in bir parçası oldu. Джобс немедленно признал эти разработки значимыми, и включил их в NeXTSTEP, и к 1988 IB стал частью NeXTSTEP 0.8.
Bayan Hightower Müvekkilimle yemeğe çıkmayı kendisi kabul etti. Мисс Хайтауэр сама согласилась пообедать с моим клиентом.
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
"Hepimizi yok etti, üstüne madalya verdiler." Он погубил своих, и получил за это медаль.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.