Sentence examples of "geçmişte" in Turkish

<>
Bâzen, geçmişte kaybolmak çok kolaydır. Иногда очень легко заблудиться в прошлом.
Neticede bu adamların çoğu geçmişte senin için çalıştı. Ведь почти все они раньше работали на тебя.
Yaz geçmişte kaldı ve ekin mevsimi bitti fakat hâlâ güvende değiliz. "Лето прошло, урожай собран, а спасения нам нет"
Çatıda bir silah bulduk, bir tabanca, bu geçmişte Blythe'a gösterilen bir silah. На крыше мы нашли револьвер, тот, с которым в прошлом видели Блайта.
O her zaman yaptığını yapıyor. Geçmişte yaptığı hataları düzeltmeye çalışıyor. Ölmemi istemen gerekir. Он делает то же, что и всегда, пытается исправить ошибки прошлого.
Bu binlerce kez duyduğum, çok geçmişte kalmış bir olay, çocuklar. Это древняя история, ребята, я слышал это уже тысячу раз.
Geçmişi geçmişte bırakmanın zamanı gelmiştir belki de. Возможно, пора оставить прошлое в прошлом.
Bir dakika beni dinle. Geçmişte, eski Pacey karmaşık aşk üçgeniyle nasıl başa çıkardı? Раньше, как был бы старый Пэйси поступил в ситуации со сложным любовным треугольником?
Bunu kavramak zor, biliyorum ama kilit aktörlerin dönemi geçmişte kaldı. Знаю, это трудно принять, но время серого кардинала прошло.
Geçmişte yaşadığı tacizler, onu bu yola itmiş olabilir mi? Возможно, насилие в его прошлом как-то с этим связано?
Bak, Lassie, geçmişte seni, başarısız olurken seyretmekten çok zevk aldığımı kabul ediyorum. Hem de defalarca. Лэсси, я признаю, я чрезвычайно наслаждался тем, как ты проигрывал в прошлом, проигрывал неоднократно.
Geçmişte seni üzdüğümü de biliyorum ama bu sefer öyle olmayacak. Artık ne istediğimi biliyorum. Я знаю, что раньше делала тебе больно, но больше этого не повторится.
Kan hastalığı, hemofili, kalıtsal körlük hepsi geçmişte kalsaydı? Заболевания крови, гемофилия, наследственная слепота останется в прошлом?
Geçmişte bir zaman güneybatı ("splendens") ve güneydoğu ("cyaneus") anklavlarına ayrılmışlardır. Где-то в прошлом они разделились на юго-западную (блестящий малюр) и юго-восточную (прекрасный малюр) популяции.
"Geçmiş geçmişte kalır" da ne demek? А "прошлое в прошлом" что значит?
Bu da günümüzde Mars'ta sıvı hâlde su bulunmadığıdır. Ancak geçmişte orada su bulunduğuna dair neredeyse kesin kanıtlar var. сегодня на этой планете нет жидкой воды, но есть доказательства того, что в прошлом она была.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.