Sentence examples of "hava durumunda" in Turkish

<>
Bu hava durumunda nasıl bu kadar mutlu oluyorsunuz anlamıyorum. Не понимаю, как вы можете радоваться такой погоде.
Gerçek terörizm, sizi sessizce öldürdükten sonra, özel jetlerle size doğru ve özel hava alanlarına uçar. "Çöl Gülü" isimli eşinin şıklığını tartışmak için gazetelerinizin sayfalarını işgal eder ve basınınıza bunu konuşturur. Настоящий терроризм прилетает к вам на частных самолетах в частные аэропорты, безмолвно убивает нас, занимает страницы в ваших газетах и заставляет ваши СМИ обсуждать элегантность его жены - "Розы пустынь".
Öyle, dilencilerin pek seçim şansı olmuyor özellikle de senin durumunda olanların. Ну, знаешь. Выбирать тебе не приходится. Тем более в твоём состоянии.
Yıkımdan Maute örgütü sorumlu tutulsa da ordunun sürekli hava ateşlerinin de büyük etkisi oldu. Ordu bombaları nokta atışı şeklinde attığını söylerken bazı vatandaşlar her yerin bombalandığını söyledi. Несмотря на то, что вина возлагается на группировку "Маут", вооруженные силы также несут ответственность из - за продолжительных атак с воздуха.
Senin durumunda bu hiç mantıklı değil. В твоём же случае это бессмысленно.
Doğa İklim Değişikliği ile ilgili bir çalışma, artan hava sıcaklığının şimdiden Hindistan'da işgücünün kapasitesinin düşmesine neden olduğunu ortaya koydu. Исследования Nature Climate Chang показали, что изменения погоды уже ограничили трудоспособность людей в Индии.
Buradan dışarda olmak, senin durumunda... Быть здесь, в вашем состоянии...
Büyükanne, talep derhal yakın hava desteği Bu Fox Üç-Zero olduğunu. Бабушка, это Лиса -0, запрашиваю немедленную поддержку с воздуха.
Evet, raporlarına göre "sürekli bitkisel hayat" durumunda, yıldır. В карте сказано, что он впал в вегетативное состояние лет назад.
Bunlar hava desteği çağırmak için, anlaşıldı mı? Это для вызова поддержки с воздуха, понимаешь?
Herhangi bir sorun olması durumunda, ne biliyorsanız ben de bileceğim. На случай неприятностей. Я буду знать то, что знаешь ты.
Helena'nın hava kuvveti sana söylendiği gibi müthiş olmanın yakınında bile değil. Воздушные силы Елены ни капли не страшны, как ты говорил.
Bir nükleer savaş durumunda Amerika'nın operasyon planı. План действий американцев на случай ядерной войны.
Hava durumundaki son gelişmeleri sunman gerekmiyor mu senin, Brandi? А тебе разве не нужно заняться прогнозом погоды, Бренди?
Ama senin durumunda bir istisna yapacağım. Но в твоём случае сделаю исключение.
Hadi sana biraz hava aldıralım. Мужик, тебе подышать надо.
Senin durumunda bu bile övgü sayılır. В твоем случае, это комплимент.
Burada hava çok temiz. Здесь такой свежий воздух.
Senin durumunda değil tabii. Не в твоём случае.
Hepsinden önemlsi, bolca temiz hava alın. Прежде всего, бывайте на свежем воздухе.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.