Sentence examples of "hiç konuşmuyor" in Turkish

<>
Terry, Irak seyahati hakkında hiç konuşmuyor. Терри не любит говорить о своей службе.
Ve Din hiç konuşmuyor. Ve.. А Диксон не хочет разговаривать...
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Benimle konuşmuyor mu? Hayır. Не хочет со мной разговаривать?
Afgan çocuklar genellikle evlenene kadar aileleriyle yaşar ve ailenin en büyük üyelerinin tüm ev halkı üzerindeki otoritesi hiç şüphe götürmez. Молодежь Афганистана обычно живет со своими родителями до свадьбы, и авторитет старших в доме никогда не ставится под сомнение.
Bu para olmadan yaşayacağım. Köpek yok, çocuklar yok. Hiç kimse konuşmuyor. Пришлось раскошелиться, зато никаких собак, детей, никто не разговаривает.
Afgan aileleri çocuklarından hep en iyiyi beklerler ve mesele, çocuklarına bir yerlerde bir başkasının daha iyi şeyler yaptığını söylemeye gelince hiç bir şansı kaçırmazlar. Афганские родители очень требовательны по отношению к своим детям и никогда не упускают случая, чтобы напомнить им: всегда есть кто - то, кто преуспел больше.
Alex, işi hakkında pek konuşmuyor. Алекс не много говорит о работе.
"Affedersiniz, bayım. - Hamilelik denen şeyi hiç yaşamadınız, bu yüzden görüş belirtmeye hakkınız yok". - yaşlarında bir kadın, yaşındaki bir adama. "Простите, но вы никогда не были беременным, так что у вас нет права высказывать свое ценное мнение", - сорокалетняя женщина - летнему мужчине.
İmam, askerler ile konuşmuyor. Имам не разговаривает с солдатами.
Benim hiç parçam, seni hiç bir zaman sevmeyecek. Нет такой части меня, которая когда-нибудь тебя полюбит.
Bu seferki konuşmuyor değil mi? Эта тоже разговаривает, да?
Vebadan ölen birini hiç kucakladınız mı, efendim? Повелитель, ты когда-нибудь обнимал умирающего от чумы?
En azından, artık konuşmuyor. То есть больше не разговаривает.
Dinleyin, Eşiniz hiç yemek yer mi? Слушайте, а ваша жена вообще ест?
Valenzuela görev sırasında öldü, kalan kişi de konuşmuyor. Валенсуэла был убит во время боя, остальные молчат.
Hiç kar görmedin, değil mi? Ты ведь никогда снега не видел?
Zar zor ayağa kalkabiliyor ve konuşmuyor. Он едва стоит, не говорит.
Hiç dekore etme ihtiyacı hissetmedim. Никогда не стремился его украшать.
Tamam o zaman niye konuşmuyor? Так почему он не разговаривает?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.