Sentence examples of "işte iyi" in Turkish

<>
Dinleyin, işte iyi haber. Слушайте, вот хорошая новость.
Yılan dansçısı. Hayır, bu işte iyi olduğun için vay be dedim. Нет, я имею ввиду, вау, ты и вправду хороша.
Sizin bu işte iyi olup olmadığınızı nereden bileceğim? Но откуда мне знать, насколько вы хороши?
Bilirsin işte iyi niyet, kötü bilim. Знаешь, благие намерения, кошмарные результаты.
Yanlış işte olan iyi bir adamsın. Ты хороший человек на плохой работе.
Beni korkutan da o "ama" işte. Вот это "но" меня и пугает.
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Bu günlerde genç bayanları ne büyüler işte bu! А в настоящее время девушек привлекает вот это...
Atnaf gibi genç birinin söndürülen hayâllerinin acı gerçekliği en iyi şekilde bu yazıyla ortaya koyuluyor: Грустная реальность подавленных устремлений кого - то такого молодого, как Атнаф, лучше всего отражена в этом посте:
Bisiklete binen bir zenci işte. Он просто нигер на велике.
Bir kere bir adama sinir atmak için silahla ateş etmeyi sevdiğimi söyledim, ama o da Suriyeli olarak evraklarımızda iyi görünmez diye boş vermemizi önerdi. Я однажды предложила одному парню, который мне нравился, пойти пострелять, чтобы выпустить злость, но он сказал, что лучше не стоит, так как это может отразиться на наших сирийских документах.
Bak işte, seninle her daim hemfikir olurdum. Вы знаете, всегда Я согласен с вами.
Bu, ailelerin çocuklarını iyi yetiştirdiğini gösteriyor: Это служит доказательством того, что родители хорошо воспитали своих детей:
Çalışma şekli bu işte. Вот так он работает.
Ankette, sadece yüzde'lik kısım "iyi veya çok iyi" derken, Eyalet seçmenlerinin yüzde'u hükümeti "kötü veya çok kötü" şeklinde değerlendirdi. В ходе опроса, процентов избирателей оценили его работу в правительстве как "плохо или очень плохо", только процентов ответили "хорошо или очень хорошо".
Ama buldum, işte senin gizemli adamın. Но вот он, твой загадочный человек.
Afgan aileleri çocuklarından hep en iyiyi beklerler ve mesele, çocuklarına bir yerlerde bir başkasının daha iyi şeyler yaptığını söylemeye gelince hiç bir şansı kaçırmazlar. Афганские родители очень требовательны по отношению к своим детям и никогда не упускают случая, чтобы напомнить им: всегда есть кто - то, кто преуспел больше.
Merdivenlerden aşağı inerken biliyorsun işte ellerini bu şekilde hareket ettiriyorsun ya... Когда ты спускаешься по лестнице, махая руками.. Вот так...
Ölümü bizim kadar iyi pazarlamayı bilmeyenler, hikayeleri bizim kadar eğlenceli olmayanlar vize alamıyor, milyonlarca insan size denizden gelmek zorunda kalıyor. Миллионы других, кто не так хорошо презентует смерть, как мы, или чьи истории не так увлекательны для аудитории, не получают визы для переезда, поэтому они переплывают через море, чтобы добраться к вам.
Bir zeytin alıyorum, şu bardağın içine atıyorum, ama işte burada. Я беру оливку и бросаю ее в бокал. Но она вот тут.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.