Sentence examples of "ifade ediyordu" in Turkish

<>
Odadaki her şey o adama bir şey ifade ediyordu. Все в той комнате что-то да значило для него.
yüzyıl sana ne ifade ediyordu? Что значит для тебя век?
Bu hazine senin için ne ifade ediyordu? Просто сколько сокровищ тебе нужно за человека?
Meksika'da geçen pazar günü yapılan seçimler boyunca, ARTICLE adındaki özgür ifade topluluğu RompeElMiedo (KorkuyuKır) etiketi ile insan hakları aktivistleri ve habercilerin güvenliğini gözlediler. Организация ARTICULO, защищающая свободу слова,, активизировала кампанию RompeElMiedo, для того чтобы следить за освещением журналистами и членами правозащитных организаций событий дня выборов в Мексике в воскресенье июня.
Eğer bir müşteri para ödemeye kalkarsa tedarikçi parasını iade ediyordu. И если клиент пытался заплатить, сутенер возвращал клиенту деньги.
Hayatta benim için bir anlam ifade eden tek kişi şu anda Mars'ta. Единственная женщина, которая для меня что-то значила, сейчас на Марсе.
George amcası Anthony'den söz ediyordu. - Geçen hafta vefat etti. Джордж хоронит своего дядюшку Энтони, он умер на прошлой неделе.
Bilirsiniz, burada da ifade verebilirim. Я могу сделать заявление и здесь.
Donna bana aile ağacımla ilgili olarak yardım ediyordu ama şimdi bize davada yardımcı oluyor. Донна помогала мне с моей родословной, но сейчас она помогает нам с делом.
Tekrar mı ifade vereceksin? Ты снова даёшь показания?
O da mı termostata yardım ediyordu? Она тоже тебе с водонагревателем помогала?
Ayrıca Sofia Chavez de ona karşı ifade vermeyecek. И София Чавес не будет свидетельствовать против него.
Kocasından patolojik olarak nefret ediyordu. Она патологически ненавидела своего мужа.
Hayden Tannenbaum ifade vermeye hazırmış. Хэйден Танненбаум готова дать показания.
Sarah, her gün orada çalışan iki dansçıya kostümlerini tiyatroya taşımalarında yardım ediyordu, bir yandan da bir gün sahnede onlarla birlikte yer alacağını hayal ediyordu. Сара ежедневно помогала двум танцовщицам нести в театр их костюмы, мечтая при этом, что когда-нибудь она выйдет рядом с ними на сцену.
Cyrus Beene'in kocası büyük jürinin önünde ifade veriyor. Муж Сайруса Бина дает показания перед судом присяжных.
Sıradan insanlar için bu vergi programı ne anlam ifade ediyor? Что это означают налоговые программы для среднего мужчины и женщины?
Yalan ve yanılsamaları bir anlam ifade etmiyor. Ее ложь и иллюзии ничего не означают.
Yılbaşı sana hiçbir şey ifade etmez mi? Рождество ни чего для Вас не значит?
İsmin artık bir şey ifade ediyor. Имя - которое что-то значит сейчас.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.