Sentence examples of "ikna etmiş" in Turkish

<>
Beni ikna etmiş olabilirsiniz. Возможно вы убедили меня.
Travma halindeki bir kadını almış onun bir pisişik olduğuna ikna etmiş. Взяли пострадавшую женщину убедили, что она - Экстрасенс. Классная работа.
Anlaşılan Gabriel onlardan birkaçını kendisine katılması için ikna etmiş. Очевидно, Гавриил намерен убедить их присоединиться к нему.
Alvarez'i işe alıp, uyuşturucuları çalmaya ikna etmiş olabilir. Поэтому он нанимает Альвареза и убеждает его украсть их.
Belki Paul ve sen onu evini satma konusunda ikna etmiş ve koruma altına almak için bir yere saklamışsınızdır. Я подумала, может вы с Полом уговорили ее продать дом, и спрятали ее где-нибудь в укрытии.
Ama annesi bu işin sorumlusunun Ziggy olduğuna kendini ikna etmiş. Однако ее мать убеждена, что во всем виноват Зигги.
Evet, görünen o ki Russell ikna etmiş. Да, похоже, что Рассел убедил его.
Castor "Pucks "'ı iptal etmek istemiş. Carol konuşup ikna etmiş. Кастор хотел закрыть "Шайбу!", а Кэрол отговорила.
Generallerinizden birinin sizi düşmandan önce saldırmaya ikna etmiş olması mümkün mü? Возможно, кто-то из генералов вынудил тебя, нанеся превентивный удар?
Diane zar zor bir kedi severi ikna etmiş. Диана только склонит сварливую даму к оправдательному приговору.
Bu yılın sonbahar aylarında, Kırgızistan milletvekillerini kız - kaçırma'ya karşı cezaların geliştirilmesi konusunda ikna etmeyi amaçlayan yeni bir kampanya başlatıldı. Еще одна кампания, которая была начата этой осенью, пытается убедить депутатов внедрить более жестокие наказания за похищение невест.
Eğer şimdi seni vurursak, Shelby, yetkilerimiz içinde hareket etmiş oluruz. Если мы вас пристрелим сейчас, Шелби, будем в своем праве.
Yoo Ri'nin akrabaları, babasını ikna etmişler. Похоже, отца Ю Ри уговорили родственники.
Kendine ve karnındaki bebeğe iyilik etmiş olursun. Помоги себе и ребенку в своем животе.
Eğer durum buysa, onlara sağladığın yardımı askıya alma konusunda seni ikna edebileceğimizi umuyoruz. Если это так, мы надеемся, что можем убедить вас не оказывать помощи.
Al Kut'a girerken, adamlarına öncülük etmiş olabilir ama General Mattis iyi bir hafızaya sahip. Он действительно вошел со своими людьми в Аль Кут. Но у генерала Маттиса долгая память.
Yönetim kurulunu buna ikna etmekte zorlanırım. Совет будет трудно в этом убедить.
Travis'in dediğine göre, Amanda öldüğü geceye kadar günlük tutmaya devam etmiş. Трэвис сказала, что Аманда записывала в своем дневнике до ночи убийства.
Onu doğruyu söylemeye ikna et. Тогда убеди его рассказать правду.
Konukların seni terk etmiş. Гости уже покинули вас?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.