Sentence examples of "ilham vermek" in Turkish

<>
Phil Jackson oyuncularına ilham vermek için onlara kitap verirmiş. Фил Джексон дает своим игрокам книги, чтобы вдохновить.
Aynı çalışmanın diğer şehirlerde ve ülkelerde de yapılması konusunda ilham kaynağı oldular. Они опубликовали две книги и вдохновили множество последователей из других городов и стран.
Bazen polis tarafından durduruluyor, tutuklanmamak için onlara rüşvet vermek zorunda kalıyor. Он часто сталкивается с полицией, которой ему приходится давать взятки, чтобы избежать ареста.
O sana ilham veriyor, sen de bize. Она вдохновила тебя, а ты вдохновила нас.
Bana o şarkıları vermek, planının bir parçasıydı değil mi? Решил дать мне песню, чтобы потом обвинить в плагиате?
Ama size ilham vermekte başarısız oldum. Но мне не удалось вдохновить вас.
Böyle bir yabancı için çalışma izni vermek alışıldık değil. Непривычно давать разрешение на работу для иностранца вот так.
Seni bu infazı gerçekleştirmek için ilham veren de büyük annendi. Именно твоя бабушка вдохновила тебя пойти работать в правоохранительные органы.
Buraya bana durum raporu vermek için gelmedin. Ты пришёл не дать отчёт о состоянии.
Çevredekiler sana ilham verecek. Пейзаж окрестностей вдохновит тебя.
Açıkçası biraz şüpheli yaklaştı ama Jimmy'e bir şans vermek istedi. Если честно, он сомневался. Но решил дать Джимми шанс.
Hikaye ona ilham olmuş. Его история вдохновила её.
Sanırım benim için en uygun çözüm çocuklarımı senin ailene vermek. Очевидным решением для меня будет отдать моих детей твоим родителям.
Hayatını güzellikleri dünyaya yaymaya, insanlara ilham vermeye adamıştı. Он посвятил всю свою жизнь красоте, вдохновлял людей.
Ama ona bir yatıştırıcı daha vermek zorunda kaldım. Но я должна была дать ей другое успокоительное.
Andy, ilham verebilir misin? Энди, ты можешь вдохновлять?
Alaric kazığı vermek istemedi. Аларик не хотел отдавать кол.
İnsanlar formuma geri dönmemin onlara ilham verdiği söyler hep. Люди вечно говорят, что моя победа их вдохновила.
Bana havlu vermek istedi. Хотела дать мне полотенца.
Evet. Çölün ona ilham verdiğini söylüyor. н говорит, пустыня его вдохновляет.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.