Sentence examples of "izin vermiyor" in Turkish

<>
Ve Namibya hükümeti bize izin vermiyor Tuz tekneleri üzerinde sürmek için, ve ne olduğunu. И правительство Намибии не позволяет нам ездить по соляным озёрам, а это именно оно.
Büyükanne Doom davetiyeleri kabul etmemize izin vermiyor. Бабушка Рок не позволяет нам принимать приглашения.
Patronum sigara içmeme izin vermiyor. Босс не разрешает мне курить.
Tardis gitmeme izin vermiyor. ТАРДИС меня не выпустит.
Hükümet daha fazla borç para alımına izin vermiyor. Это не даёт разрешение правительству занимать больше денег.
Tuna Komutanın izin vermiyor mu karakolun dışına çıkmana? Не командующего туна позволить вы обязаны покинуть станцию?
Çünkü güçlüklerin onu yıldırmasına izin vermiyor. Он не позволяет судьбе сломить его.
Hetty operasyon odasında yemek yemeye izin vermiyor, biliyorsun değil mi? Знаешь, Хэтти ведь не одобряет еду в штабе, да?
Kiraladığım arabayı güncellemeye çalışıyorum ama bu makine şeysi bana izin vermiyor. Я пытаюсь оплатить прокат, но эта машина не хочет слушаться.
Bayan Gore eğlenmemize izin vermiyor. Мисс Гор запрещает нам развлекаться.
Beni buraya zincirledi, gitmeme izin vermiyor. Он приковал меня цепью и не отпускает.
İdare, karımın çalışmasına izin vermiyor. Руководство не разрешает моей жене работать.
Soren, Daniel'i aramamız için bir takım göndermemize hala izin vermiyor. Сорен все еще отказывается позволить нам послать команды на поиски Дэниела.
Lil gitmeme izin vermiyor. Лил не отпускает меня.
Artik aksam'dan sonra Kev içeriye girmeme izin vermiyor. Кев не впускает меня после: 00 больше.
Zamandaki anomali kameranın düzgün çalışmasına izin vermiyor. Временные аномалии не позволяют камере правильно работать.
Annem bana izin vermiyor. Мать не позволит мне.
Burnu tıkalı ve temizlememe izin vermiyor. Beynini çıkarmaya çalışıyormuşum gibi davranıyor. Ve yaşamaya başladığımdan beri ağlıyor. Он не может успокоиться, его нос заложен, и он не дает мне его почистить.
Yani, acı çekiyor ve ona yardım etmeme izin vermiyor. Она так страдает, но не дает мне ей помочь.
Uzay gemisinin içine bakmama izin vermiyor. Она не пускает меня в корабль.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.