Sentence examples of "kötü zamanda" in Turkish

<>
Yıllardır devam eden çatışmada, yaklaşık 00 insan yerinden edildi ve şimdi kampta Çin sınırı yakınında kötü koşullarda yaşıyorlar. За время продолжающегося конфликта около человек были перемещены и теперь живут в лагерях недалеко от границы с Китаем в очень плохих условиях.
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Ankette, sadece yüzde'lik kısım "iyi veya çok iyi" derken, Eyalet seçmenlerinin yüzde'u hükümeti "kötü veya çok kötü" şeklinde değerlendirdi. В ходе опроса, процентов избирателей оценили его работу в правительстве как "плохо или очень плохо", только процентов ответили "хорошо или очень хорошо".
Kararımız yeniden yapılandırmayı ertelemek ve bunu okulları temel alan bir sistemde aynı zamanda toplumla, öğrencilerle en önemlisi ebeveynlerle birlikte tekrar görüşmektir. Мы решили отложить реорганизацию и повторно обсудить её в каждой школе, а также с общественностью, студентами и особенно с их родителями.
İşte burası kötü adamların mekanı. Это.. земля плохих парней.
Aynı zamanda popüler bir turizm noktası olan Bagan'da neredeyse 00 pagoda ve tapınak bulunmakta. Баган также является популярным туристическим направлением, в нём расположено почти три тысячи храмов и пагод.
Kötü polis olmaktan bıktım artık. Я устала быть плохим копом.
Sadece bir yazar değilsiniz, aynı zamanda bir annesiniz de. Вы не только писатель, вы ещё и мама.
Kötü Polis ofisinizde sizi bekliyor. В офисе вас ждет Злой коп.
Amerika Ermeni Kilisesi'nin Doğu Psikoposluk Bölgesi'nin açıkladığı şekilde unutma beni çiçeği, "Ebedi anmanın temasını ifade ediyor ve aynı zamanda geçmişe, bugüne ve geleceğe dair tecrübelerin sembolik olarak anımsanması anlamına geliyor." В Восточной епархии Армянской апостольской церкви США пояснили, что незабудка "символизирует знак вечной памяти, но также, в символичной форме, предназначена пробуждать переживания прошлого, настоящего и будущего".
Bu da geçenki kadar kötü mü? Она такая же плохая как прошлая?
Halkın hoşnutsuzluğu aynı zamanda bölgede çeşitli anlaşmazlıklar da oluşturan, ülkenin mülteciler için güvenli bir sığınak olmasındaki büyüyen rolüne de karşı durumda. Общественное ожесточение также вызвано правительством, которое позиционирует страну как безопасное место для беженцев, которые покидают родные места в связи с многочисленными конфликтами в регионе.
Neden kötü bir kız oldunuz, Rahibe Lucy? Почему ты была плохой девочкой, сестра Люси?
İmzalayan taraflara göre bu anlaşmanın amacı "devletlerin iç işlerine müdahale edebilecek, devletlerin egemenliğini, politik, ekonomik ve toplumsal istikrarını ve aynı zamanda toplum düzenini bozabilecek bilgi teknolojilerinin kullanımını kısıtlamaktır." По словам подписантов соглашения, его цель состоит в ограничении использования информационных технологий для "вмешательства во внутренние дела государства, нарушения общественного порядка, а также дестабилизации внутриполитической и социально - экономической обстановки".
Sadece kötü yerlerini ayır. просто отложи плохие куски.
Yarışma, Skopje Fransız Enstitüsü ve Metamorphosis Kuruluşu tarafından düzenlendi, aynı zamanda bazı adaylar için video düzenleme eğitimi de verildi. Конкурс был проведён Французским институтом в Скопье и организацией Metamorphosis Foundation, которая также обеспечила подготовку в редактировании видео для некоторых участников.
Örtbası suçtan daha kötü hale getirme. Не делай прикрытие хуже самого преступления.
Belgeselde aynı zamanda baraj projesinin yürütülmesinde yolsuzluğun büyük bir etken olup olmadığı da inceleniyor. Фильм также исследует вопрос о том, является ли коррупция основным движущим фактором в реализации проекта.
Yüzleş bununla Dipper, kaderinde lunaparkta kötü bir gün geçirmek varmış. Признай, Диппер. Тебе очевидно суждено провести плохой день на ярмарке.
Yakın zamanda başını bir yere çarptın mı? Вы не ударялись головой в последнее время?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.