Sentence examples of "küçük konsey" in Turkish

<>
Geçen son birkaç küçük konsey toplantısını kaçırdığım için seninle bazı şeyler hakkında konuşmak istedim. Раз уж я пропустила последние собрания малого совета, хотела с тобой кое-что обсудить.
Bir de bunu küçük konsey toplantısında mı söyledi? И он сказал это на заседании Малого совета?
Küçük konsey toplantısı kralın emri üzerine ertelendi. Сегодняшний малый совет отложен по приказу короля.
Tsuruga, Japon Deniz Kıyısı tarafında Kyoto'nun bir saat kuzeyinde küçük bir şehir. Цуруга - маленький городок на берегу Японского моря, примерно в часе езды на машине к северу от Киото.
Kutsal bir konsey kuracağız, adı da... Мы сформируем священный совет и назовем его...
Küçük ailelere ait dükkânlar ve lokantalar ucuz ve elverişli ürünler sunar ve brandalar esnafı yağmur, kar ve güneşten korurdu. Маленькие семейные магазинчики и закусочные предлагали дешевое и удобное питание, а тент над головой защищал покупателей от дождя, снега и жаркого солнца.
Konsey, sizin yerinize Kral muhafızları kumandanlığı görevine Sör Jaime Lannister'ın getirilmesine karar verdi. Совет постановил, что сир Джейме Ланнистер займет ваше место Лорда Командующего королевской гвардией.
Brokoli ve maydanoz kimi zaman orman gibi görünebilir ya da suyun üstünde yüzen ağaç yaprakları küçük teknelere benzeyebilir. Брокколи и петрушка похожи на деревья в лесу, а листья, плывущие по воде, напоминают маленькие лодочки.
Konsey tarafından gizli olarak onaylandı. И втайне совет это одобрил.
Afrika ve Arap Yarımadası'na sınırdaş küçük bir ülke olan Cibuti, Batı'nın cihatçılık ile mücadelesinde önemli bir rol oynuyor. Джибути представляет собой маленькую страну на границе Африки и Аравийского полуострова, играющую важную роль в борьбе Запада против джихадизма.
Federasyon Konsey üyelerinin seçilmesi gerekiyor. Надо выбрать членов Совета Федерации.
Ülke zaten kuraklık, yüksek işsizlik oranı ve yaygın yoksullukla baş eden küçük bir ülke. Эта маленькая страна уже сталкивалась с голодом, высоким уровнем безработицы и засухой.
Tarama işlemi esnasında Konsey korkunç bir şey öğrendi. Во время сканирования, Совет заметил нечто ужасающее.
Takaoka, Japon Deniz Kıyısı'nda başka bir küçük şehir ve son birkaç yüzyılda pek değişmeyen mahallelerde birçok eski tip Japon evlerini barındırıyor. Такаока - еще один небольшой городок на берегу Японского моря со множеством старинных японских домиков в месте, которое не менялось на протяжении нескольких сотен лет.
Konsey, gönüllülere teşekkür etmek için veriyor. Совет устраивает ее в качестве благодарности волонтерам.
Her bölümün kendi programı, kendi küçük sırları var. У каждого департамента свои задания, свои маленькие секреты.
Kral, konsey toplantısında! Король на заседании Совета!
Küçük bir kızı kaybettiler. Они потеряли маленькую девочку.
Sanırım konsey bunu hoş görmez. Вряд ли Совет это одобрит.
Küçük, çok özel bir sermaye fonu işletiyorum. Я управляю небольшим и очень частным инвестиционным фондом.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.