Sentence examples of "karşı karşıya" in Turkish

<>
Cihatçılıkla mücadelede düğüm noktası olan Cibuti, kötü ekonomi ve aşırı kalabalıklaşma ile karşı karşıya ve ülkede konuşlu bulunan yabancı kuvvetlerin harekete geçmemesi durumunda yıkılabilir. Переживая чрезмерное перенаселение и слабую экономику, Джибути, ключом в борьбе с джихадизмом, может рухнуть, если внешние силы, находящиеся там, не смогут принять необходимых действий.
Karşı karşıya olduğumuz delilik düzeyini ölçmeye çalışıyorum, o kadar. Просто пытаюсь понять тот уровень безумия на который мы пойдем.
Her şeyin sonunda eğer evrensel bir imha ile karşı karşıya gelirsen sadece kendinden sorumlu olabilirsin. И в конце концов, столкнувшись с глобальным уничтожением, отвечать можно только за себя.
Aileler giderek zor kararlarla karşı karşıya kaldılar. Семьи все чаще сталкиваются с трудными решениями.
Bir şey olmak zorunda. Neyle karşı karşıya olduğumuza dair bir ipucu gibi. Там должно быть что-то, что подскажет, с чем мы столкнулись.
Durup dururken, Sherlock artık Oscar Rankin hakkında bir suçlamayla karşı karşıya kalmayacak. После чего с Шерлока сняли все обвинения в преступном нападении на Оскара Ранкина.
Öfkeli bir fabrika sahibi kendisini havaya zehir salmakla suçlayan idealist bir hava durumu sunucuyla karşı karşıya gelir. Вспыльчивый владелец фабрики столкнулся с идеалисткой, ведущей прогноза погоды, которая обвинила его в отравлении воздуха.
Eğer Stringer istediğini yaparsa, Avon'la karşı karşıya gelir. А если Стрингер попытается вмешаться, он разозлит Эйвона.
Ama Nyborg, Danimarka ekonomik bir kriz ve borçla karşı karşıya. Однако, Нюборг, Дания борется с финансовым кризисом и долгами.
İmkânsızla karşı karşıya kaldığında makul zeka el yordamıyla mantıklıyı arayacaktır. Когда сталкиваешься с невозможным, разум попытается найти логическое объяснение.
Yıldızlar arası bir ödül avcısı ile karşı karşıya olabiliriz. Мы можем иметь дело с межзвездным охотником за головами.
Sonuçta da kemik kaybıyla karşı karşıya kalırız. В конце концов, кость будет потеряна.
Griffith Bey, yeğenimin nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu biliyor musunuz? Мистер Гриффит, вы хоть понимаете в какой опасности сейчас моя племянница?
Rigaud mahkemenin tüm ihtişamıyla karşı karşıya kalacak. Риго предстанет во всем величестве перед судом.
Sen ve yoldaşın muayyen zorluklarla karşı karşıya kalacaksınız. Вы и ваши спутники столкнуться с определенными трудностями.
Şimdiyse gençlerden biri ciddi bir beyin hasarını toparlamaya çalışırken diğeri de hapis cezasıyla karşı karşıya. Теперь же один юноша лечится после серьёзного повреждения мозга, а другой ожидает решения суда.
Ne ile karşı karşıya olduğumuzu biliyor musun? Hayır. Ты представляешь, с кем нам придется иметь дело?
O zaman kardeşi cenazesine gelecek mi sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz. Тогда вопрос остается один, покажется ли сестра на похоронах?
Burada ne ile karşı karşıya olduğumuzu hepiniz biliyorsunuz. Всем известно, с чем мы имеем дело.
Maui kaçarken korku içinde, karşı karşıya gelmiş kalbi gören başka biriyle. Мауи пытался убежать, но он столкнулся с другой охотницей за сердцем.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.