Sentence examples of "nefret etmeye" in Turkish

<>
Eşinizle anneniz birbirinden nefret etmeye ne zaman başladı? Когда вспыхнула вражда между вашей супругой и матерью?
Senden nefret etmeye başlıyorum. Я начинаю тебя ненавидеть.
Artık daha fazla yapmak istemediklerinde, ondan nefret etmeye başlarlar. Когда оно перестаёт его слушаться, он начинает ненавидеть его.
Benden nefret etmeye başlama. Не начинай меня ненавидеть.
Çoktan nefret etmeye başlamadığına emin değilim. Боюсь, что это уже произошло.
Gerçekten birbirinden nefret etmeye başlamak için yeterli bir süre. Достаточно времени, чтобы начать по-настоящему ненавидеть друг друга.
Hayır efendim, silah kullanmıyorum, silahlardan nefret ediyorum, su tabancaları bile evime girmiyor. Нет, сэр, я не пользуюсь оружием, я ненавижу оружие, даже водяные пистолеты никогда не появятся в моем доме.
Bir silahla intihar etmeye kalkmıştım. Я пытался сделать это пистолетом.
Okulda fiziksel eğitimden nefret ettim. Я ненавидела физру в школе.
Sadece Ezra'ya yardim etmeye çalisiyoruz. Мы просто пытались помочь Эзре.
İnternet üzerinden birçok nefret mesajları ve ölüm tehditleri aldıktan sonra emniyet müdürlüğünde dava açtı. Он возбудил дело в центральном управлении полиции после получения многочисленных сообщений ненависти в Интернете и угроз убийством.
Sadece diğer Seraf'ı bulmak istiyoruz ki hepinizin bedenindeki kutsal metni tercüme etmeye yardım edebilelim. Мы лишь хотим найти другого Серафима, чтобы перевести священные письмена на ваших телах.
Bende bu elbiseden nefret ediyorum. А я ненавижу это платье.
Bu adamlara yardım etmeye çalıştım. Konu hakkında hiçbir şey... Я просто помогала ребятам Я ничего не знаю о...
Hükümetten nefret etmek için bir sebebi var. Он ненавидит правительство - ну и поделом.
Test etmeye başlayabiliriz ama kültürler büyümeden ölmüş olur. Но пока будет готов посев, он умрет.
Çalışanların hepsi buradan nefret ediyor. Все работники ненавидят это место.
Sence örtbas mı etmeye çalışıyorlar? Думаешь, это просто прикрытие?
Acı, nefret, kıskançlık... Боль, ненависть, зависть...
Şimdi gidip bir yerde dua edin ve burada tövbe etmeye başlayın. Ты пришёл сюда и молишься, и начинаешь испытывать чувство покаяния.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.