Sentence examples of "odayı" in Turkish

<>
Eşyalarınızı bırakın, ben odayı hazırlarım. Оставь вещи, я приготовлю комнату.
Bu odayı kasası için tutmak zorunda kaldık. Нам пришлось взять этот номер из-за сейфа.
Binbaşı Mason bana bu odayı verdi. Майор Мэйсон дал мне эту комнату.
Camiinin imamı ve bakıcı dışında hiç kimse bilmez bu odayı. Никто не знает об этой комнате кроме имама и смотрителя.
Müdür Henshaw, o odayı kurmamda yardım ettiğiniz için teşekkürler. Директор Хеншо, спасибо за помощь в установке той комнаты.
Ve yolda her odayı kontrol et. И проверь каждое помещение по пути.
Şu çirkin odayı yerle bir etmek neden bu kadar uzun sürdü. Почему вы так долго не можете разделаться с этой уродливой комнатой?
Doktor, bu özel odayı telafi edemem. Ben bir öğretmenim, musluk tamircisi değil. Я не могу себе позволить отдельную палату, я учитель, а не водопроводчик.
O halde Madam Paynter kocasıyla aynı odayı paylaşmıyormuş? Мадам Пэйнтер не разделяла спальню со своим мужем?
Bak bakalım odayı temizledikleri zaman, alışılmadık bir şey fark etmişler mi? Узнать, когда они убирали комнату и не заметили ли что-нибудь необычное?
Stephen Huntley Peninsula'dan bir odayı bir aylığına tutmuş. Стивен Хантли снял номер в отеле на месяц.
Yönetici Abbott, odayı kullanmamıza izin verdiğiniz için teşekkürler. Директор Эбботт, спасибо за разрешение использовать эту комнату.
Staley, Music Bank prova stüdyosunda çalışırken gitarist Jerry Cantrell ile tanıştı. Daha sonra bu stüdyoda iki müzisyen beraber prova yaptıkları bir odayı paylaştılar. Стэйли встретил Джерри Кантрелла, работая в репетиционной студии Music Bank, где два музыканта стали соседями по комнате.
Şimdi odayı küçük dairesel şekilde keskin, net ve yüzlerce kez daha parlak görebiliyordu. Теперь он мог видеть кружок комнаты четко и ясно, в сотни раз ярче.
Bilgisayarda yazana göre, dakika önce parmak izlerin yukarıdaki güvenli bir odayı açmak için kullanılmış. Компьютер утверждает, что три минуты назад твои отпечатки использовались, чтобы открыть охраняемое помещение.
Duvar rengini seçtik, bir kaç mobilya aldık ve bir odayı ayarladık. Да, осталось только выбрать краску, купить мебель и выбрать комнату.
Şunu dinle. Müdür birkaç yıl önce iki FBI ajanının burada kaldığını söyledi ve şanslıyız aynı odayı tuttum. Прикинь, несколько лет назад здесь уже были фэбээровцы, я взял тот же номер на удачу.
O odayı saf ve temiz bırakamayız çünkü bu büyük bir trajedi olur ve bugün güzel bir gün. Мы не можем оставить эту комнату нетронутой, Это стало бы трагедией, а сегодня счастливый день.
O zaman ona, sadece bir geceliğine odayı istediğimizi söyleyemez miyiz? Мы не можем просто попросить у него комнату на один вечер?
Brad'e odayı boyaması için yardım ediyordum ve... Я помогал Бреду красить его комнату и...
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.