Sentence examples of "olduğunu düşünüyordu" in Turkish

<>
Karım, bunun kötü bir fikir olduğunu düşünüyordu. Моя жена считала, что это плохая идея.
"Lily ailesinin insanlar arasında yaşamak için hazır olduğunu düşünüyordu." "Лили считала, что ее семья готова жить среди людей.
Polis aramayı yapanın Jonathan Bloom olduğunu düşünüyordu. Полиция думала, что это был Джонатан.
Kendi enstitüsü için aşırı düşük nitelikli olduğunu düşünüyordu. Она считала, что Женский Институт выше этого.
Niçin kutsal olduğunu düşünüyordu? Почему она так думала?
Machiavelli'nin iyi bir rol model olduğunu düşünüyordu, hatırlıyor musun? Он думал, что Макиавелли пример для подражания, помнишь?
Sevgili babam kendisinin yeni Hindistan'ın bir parçası olduğunu düşünüyordu. Мой папа полагал, что он представляет новую Индию.
Kabile için kötü olduğunu düşünüyordu. Он считал тебя недостойным племени.
Tüm dünya bir numaralı Halk Düşmanı olduğunu düşünüyordu, Hatalı olduklarını gösterdin onlara. Весь мир считал тебя врагом № 1, а ты им доказала обратное.
N'oldu ki? Bell onun önemli bir şüpheli olduğunu düşünüyordu. Детектив Белл подозревал его в том, что он Ангел.
İşimizin haince olduğunu düşünüyordu. Считал нашу профессию вероломством.
Program karşıtı öğrenciler değişikliklerin sadece eğitim masraflarını gizlemek için yapılan bir yol olduğunu iddia etti. Выступающие против программы ученики утверждали, что предложенные изменения были всего лишь замаскированным способом сократить расходы на образование.
Ron Harcourt sinyalin içinde bir mesaj olabileceğini mi düşünüyordu? Рон Харкорт считал, что в сигнале содержится сообщение?
Öldürülmeden hayır diyebilmenin ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Каково это, сказать "нет" и не быть убитым?
Ailem ne düşünüyordu kim bilir. Чем только думали мои родители!
Oğul Arash Azizi, babasının bir üst mahkemeye başvuruda bulunmuş olduğunu söyledi. Араш Азизи заявил, что его отец подал апелляционную жалобу на решение суда.
Nick de eskiden öyle düşünüyordu. Ник раньше тоже так думал.
Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor. Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом.
Onu öyle yalnız bırakarak ne düşünüyordu ki ablası? О чём она думала, оставляя его одного?
"Yüksek sesle konuştuğumuz için mi, yoksa dar görüşlü insanlar olmadığımız için mi bilmiyorum. Otobüsteyken, bir jinekologla yüksek sesle konuşabiliriz.... Arjantinliler psikanalize tabi olurlar, birinin partnerinin hayatıyla ilgili analiz yapıyor olduğunu duymak yaygındır." Можем в автобусе в полный голос обсуждать свои проблемы с гинекологом.... Аргентинцы часто обращаются к психоаналитикам, так что можно часто услышать кого - нибудь, анализирующего жизнь своего партнера ".
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.