Sentence examples of "onlarla dolu" in Turkish

<>
Kim? Nasıl oldu bilmiyorum ama sokak onlarla dolu. Я не знаю как, но улица кишит ими.
Evinde tamamen cesetlerle dolu bir et dolabı var, öyle değil mi? У тебя целый шкаф мяса дома. Полный трупов, не так ли?
Dubai'de bayan sürücülerin oluşturduğu bir grup var ve muhabir Amanda Fisher onlarla biraz zaman geçirmeye karar verdi. Здесь их целая группа, и репортер Аманда Фишер решила поездить с ними.
Genç bir adli tıp gibi, bu alanda endüstriyel kirlilik dolu oldu. Когда я был помоложе, в этой местности было много производственных отходов.
Onlarla çalışıyor, onlarla yiyip içiyor, onlarla yatıp kalkıyorsun. Работаешь, ешь вместе с ними. И спишь с ними.
Barbara çalışma için yazım hatalarıyla dolu el ilanları hazırlamaya çalıştı. Барбара пробовала напечатать листовки для проекта. Они были полны ошибок.
Onlarla ben gidemem. - Ne? Я не могу поехать с ними.
Jodi, ellerim dolu şu an. Джоди, я сейчас немного занята.
Şey, onlarla konuşmamı ister misin? Хочешь, я с ними поговорю?
Toplum orada burada olan kurallarla dolu Mr. Danes. У общества полно бестолковых законов, мистер Дэйнс.
Bu yüzden onlarla olan anlaşmam artık geçersiz. Значит мой контракт с ними больше недействителен.
Be gemi zeki kişilerle dolu. На корабле полно разумных существ.
Ama yıl önce onlarla ters düştü, ve onların biraz parası ile kaçtı. Но лет назад он с ними поссорился и сбежал с частью их денег.
Dünya vicdansız insanlarla dolu. Мир полон бесчестных людей...
Evet. Onlarla birlikte çıkmak istedim ama müsaade etmediler. Yavaşlatırmışım onları. Я хотел с ними пойти, но мне не дали.
Belalarla dolu bir pandoranın kutusu açtın resmen. Ты открыла ящик Пандоры, полный дерьма.
Birilerinin zaman ayırıp onlarla konuşması gerekiyormuş. С ними просто надо было поговорить.
Araçlari ipek ve süslü elbiselerle dolu. В телеге полно шёлка и нарядов.
Evet, ama onlarla baş edebiliriz. Tommy. - Sadece biz varız. Да, но, Томми, ты же сможешь справиться с ними?
Binlerce çekici insan görüntüsüyle dolu umut vaat eden parlak bir gelecek vardı ve çoğu da kadın. Будущее несло в себе обещания, наполненные тысячами манящих фигур, в большинстве своём - женских.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.