Sentence examples of "ortaya çıkmadı" in Turkish

<>
Adam da demiş ki: Tanrı hiç ortaya çıkmadı. Он говорит, "Бог так и не появился.
Evet; ama sanık ortaya çıkmadı bile. Да, но обвиняемый даже не пришел.
Sürdürülebilirlik Hikayeleri blogu ile yaptıkları bir mülakatta, standart Porto "adalarına" yaptıkları turların çok popüler olduğunu söylüyorlar. Bu adalar, "Sanayi Devrimi sırasında şehre göçen ucuz işgücüne yaşam alanı olarak ortaya çıkmış." В интервью для Sustainability Stories Blog они рассказывают, что один из наиболее популярных туров ведет на типичные "острова" Порто - многоквартирные дома, которые "появились во время промышленной революции как способ размещения дешевой рабочей силы, прибывающей в город".
Minibüsten de bir şey çıkmadı. Фургон тоже ничего не дал.
Bu haftasonu Madridliler, başbakan Mariano Rajoy'un ortaya çıkan yeni yolsuzluk iddialarını protesto etmek için sokaklara döküldüler. В прошедшие выходные жители Мадрида в массовом порядке вышли на улицы, чтобы показать премьер - министру Мариано Рахою свою ярость в свете новых обвинений в коррупции.
Kötü bir şey çıkmadı. Ничего плохого не нашли.
Oswald Danes'in hayatta kalmasının çok daha büyük bir hikayenin içindeki, ilk olay olduğu ortaya çıktı. То, что Освальд Дэйнс выжил, стало первым случаем в череде гораздо более интересных событий.
Josh Avery'nin cep telefonundan hiç bir şey çıkmadı. Записи с мобильного Джоша Эвери ничего не дали.
Talia onu haftalarca orada tuttu sonra biz ortaya çıktık diye bir anda kendine mi geldi? Он был у Талии недели и неожиданно она его оставляет, как только мы появились?
Pekala, adam evden hiç çıkmadı. Этот парень не выходил из дома.
Bana bunun da senin maymun iştahlılığın sonucu ortaya çıkan bir şey olmadığını bunu yaparak nelerden vazgeçtiğini bildiğini kanıtla. Докажи мне, что это не просто еще одна из твоих прихотей что ты знаешь от чего отказываешься.
Son sene okula gitmek haricinde evden bile çıkmadı. В выпускном классе вообще выходил только в школу.
Babanın ortaya çıkma ihtimaline karşı bir ajanı burada bırakıyorum. если ваш отец объявится, я ухожу из агентов.
Otel personelinden bir şey çıkmadı. По сотрудникам отеля - ничего.
Sonra bir kaç sayfa olmadığı ortaya çıktı. Оказалось, это вовсе не пара страниц.
Gözlerinden bir şey çıkmadı. В глазах ничего нет.
Reston'un kampanyası bugün adayın ortaya çıkan yeni videosuyla büyük bir yara aldı... Кампания Рестона понесла сегодня тяжелый удар в то время как видео кандидата...
Bayan Felicia binadan bile çıkmadı. Леди Фелисия не покидала здание.
Gerçek ortaya çıkınca, hain sen olacaksın. Когда всё всплывёт - предателем станешь ты.
Sistemde hiç uyuşturucu çıkmadı mı? В его организме нет наркотиков?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.