Sentence examples of "planladığım gibi" in Turkish

<>
Planladığım gibi yoluma devam edebilir veya yüzsüzce kapıyı çalıp, varsa eğer, umut var mı diye bakmaktı. Незаметно уйти и продолжать намеченный путь, либо дерзко заявиться на порог, вверяя надежду в руки судьбы.
Bu operasyon planladığım gibi gitmezse söylemez zorunda kalacağınız hikaye bu. вот что вы расскажете если операция пойдет не по плану.
Pek planladığım gibi bir gün geçirmiyorum. Я не так планировал свой день.
Zamanım önemliymiş gibi olurdu. Как будто мое время действительно чего - то стоит.
Planladığım sonuç sayesinde ölümsüz olacaksın. Oliver... Спланированный мною Финал сделает тебя бессмертной.
Sosyal medya kullanıcıları, her zaman olduğu gibi Pavlensky'nin sanat eylemleri üzerine verilen uç tepkileri tekrarlayarak övgü dolu yahut tersleyici yorumlarda bulundular. Это всё что угодно - от современного искусства, до античного карнавала (типа, Герострат), но только не политика.
Ne planladığım hakkında en ufak bir fikrin bile yok, değil mi? Ты понятия не имеешь, что я планировал, не так ли?
Filistin halkından büyük bir sıcaklık ve destek görüldü ve yol boyunca Iman, Shareef ve DiaaMahmoud gibi projeye paha biçilemez derecede katkıda bulunan arkadaşlar edindim. Люди Палестины оказали много тепла и поддержки этому арт - проекту; на этом пути я приобрела таких друзей как Иман, Шариф и ДиаМахмуд, невероятно много сделавшие для развития моей идеи.
Arkadaşı ona katıldığında, giydiği geleneksel elbiseyle arkadaşının renk kattığı günümüze ait elbise arasında bir rekabet varmış gibi görünüyor. Когда к ней присоединяется подруга, это становится похожим на соревнование между её традиционным платьем и современным платьем её напарницы.
Grup metro istasyonuna "Hiçbir zaman Yunan olamayacaksınız" gibi faşist sloganlar söyleyerek girdiler. Молодые люди вошли на станцию, выкрикивая фашистские слоганы вроде "Вы никогда не станете греками!".
ben bu dünyaya Henry gibi adamları korumak için yollanmışım senin gibi adamlardan. Моё предназначение - защищать людей вроде Генри от таких, как вы.
Yeniden doğmuş gibi hissediyorum, Lauren. Я словно заново родилась, Лорен.
Hırdavatçı şunun gibi bir şey söyledi: Мужик с хозяйственного сказал что-то вроде:
Harika! Spor araba gibi geliyor. Здорово, это же спортивная машина.
İkinci geminin tasarımının benzerliğini planlı yanaşmamızı düşünürsek gün gibi ortada olduğunu düşündüm. Учитывая аналогичный дизайн второго корабля, расчетное сближение, вывод казался очевидным.
Neredeyse hafif bir uyku gibi. Это похоже на лёгкий сон.
Beyin taraması gibi basit mi? Простых, вроде сканирования мозга?
Senin gibi bir iki yüzlüyle nasıl arkadaş olabildim? Как такой лицемер мог быть моим лучшим другом?
Mis gibi de kokuyor. и запах такой приятный.
Ama bana aşkmış gibi geliyor. Но так на нее похоже.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.