Sentence examples of "sınırı yok" in Turkish

<>
Egonun bir sınırı yok mu senin? У твоего самомнения есть какие-то границы?
Gücünüz ve güzelliğinizin sınırı yok mudur? Нет предела твоей власти и красоте.
Gerçekten de kibrinin sınırı yok. Вашей наглости просто нет предела.
Aileme yönelttiğin taciz kampanyasının sınırı yok mu? Твоё домогательство к моей семье знает границы?
Dünyadaki hiçbir demokratik ülkede böyle bir sorun yok. Ни в одной демократической стране мира нет таких проблем.
Yıllardır devam eden çatışmada, yaklaşık 00 insan yerinden edildi ve şimdi kampta Çin sınırı yakınında kötü koşullarda yaşıyorlar. За время продолжающегося конфликта около человек были перемещены и теперь живут в лагерях недалеко от границы с Китаем в очень плохих условиях.
Bir sanat eylemi olarak mükemmel, açıklamaya ihtiyaç yok. Как акт искусства - практически безупречно, не нужны никакие пояснения.
Foley, Suriye - Türkiye sınırı arasındaki seyrine yardımcı olması için bir tercüman çalıştırıyordu. Фоули нанял переводчика для помощи в путешествии через сирийско - турецкую границу.
"Affedersiniz, bayım. - Hamilelik denen şeyi hiç yaşamadınız, bu yüzden görüş belirtmeye hakkınız yok". - yaşlarında bir kadın, yaşındaki bir adama. "Простите, но вы никогда не были беременным, так что у вас нет права высказывать свое ценное мнение", - сорокалетняя женщина - летнему мужчине.
Etkilerinin bir sınırı var. Его силы имеют границы.
Evet, güvenlik şeridi de yok. Да, защитной полосы тоже нет.
O düşman aracı sınırı geçti ve sonra seni kaybettim. Какой-то объект пересёк границу, и я тебя потеряла.
Kiralık askerlerin gemisinde bizim araştırma yapan dedektifimiz yok. У нас нет никакого сотрудника на корабле наемников.
Aaron, şu anda bulunduğum zaman sınırı, bilimcilere göre Terminatör kurallarıyla çalışıyor. Айрон, я нахожусь около границы времен, которую ученые окрестили принципом Терминатора.
Kilisede metal dedektörü yok. В церкви нет металлоискателей.
O sınırı aşıp duruyor. Он перешел эту черту.
Televizyon yok, internet yok. Hiç eğlence yok. Ни телевизора, ни интернета - никакого веселья.
İsrail sınırı geçerse, yerel milisleri öne sürmeye ant içtiler. Они поклялись поднять местное ополчение, если израильтяне пересекут границу.
En güzeli hiç endişemiz yok. И главное, никаких забот.
Şafak sökmeden bir kaç saat önce sınırı geçtik. Мы пересекли границу за несколько часов до рассвета.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.