Sentence examples of "sayıda öğrenci" in Turkish

<>
Süresi belirsiz olarak öğretim görevlisi çalışmayı durdurdu ve 31 öğrenci okula gitmeyi kesti. члена преподавательского состава прекратили свою работу на неопределенный срок и ученик прекратили посещать школы.
Sanatçı tasarımı, el yapımı, sınırlı sayıda, koleksiyona uygun. Созданные художником, сделанные вручную, в ограниченном количестве предметы коллекционирования.
Assefa, sadece yazılarıyla değil aynı zamanda çeşitli siyasi gruplar düzenlemesiyle 'lerin Etiyopya öğrenci hareketi sırasında ve sonrasında belirgin bir rol oynamıştır. Как своими трудами, так и непосредственно занимаясь организацией различных политических формирований, Ассефа сыграл выдающуюся роль как в период студенческого восстания в - х, так и в последующие годы.
Çok sayıda görüntü gördüm. Я видела много призраков.
Hükümetin okullardaki "yeniden yapılandırma" planında geri adım atmasından dolayı, São Paulo'daki öğrenci harekatının büyük bir zafer kazandığı görülüyor. Движение студентов Сан - Паулу одержало крупную победу. Правительство откладывает свой план "реорганизации".
Bu sonuca varmak için çok sayıda kanıta ihtiyacımız olacak. Необходимо множество данных, чтобы прийти к такому выводу.
Ana harika bir öğrenci. Ана была лучшей ученицей.
Fakültede çok sayıda Yahudi olduğu için bu insanların çoğu zaten rahatsız. Многих из этих людей и так не устраивает большое количество евреев.
Sınıftayız, içerisi öğrenci dolu, hepimiz oturuyoruz. Мы в классе, за партами сидят ученики.
İçeride halen çok sayıda insan var. Там внутри ещё так много людей.
Bu, Öğrenci Anti-Zorbalık Ekibi Asbaşkanı Perfecto Telles'in ilgisini çekmişti. Его заметил Перфекто Теллес, вице-президент школьного отряда против хулиганов.
Bir simgenin tek başına bir anlamı yoktur ama yeterli sayıda insanla bir binayı havaya uçurmak dünyayı değiştirebilir. В одиночку символ не имеет смысла, но при нужном количестве людей взрыв здания может изменить мир.
Şimdi gidip öğrenci ile konuşacağım. Я схожу пообщаюсь с учеником.
Son yıllarda çok sayıda ölüm tehdidi aldım. Мне угрожали множество раз за многие годы.
Ve tarikat dışı öğrenci yok. И нет учеников вне культа.
Çok sayıda hayat kurtardı. Она спасла много жизней.
Öğrenci pansiyonları için çok yaşlıyım. Я староват для студенческого жилья.
Karnında çok sayıda bıçak yarası vardı. У нее были многочисленные колотые ранения.
'lerde Wade Burke en iyi öğrenci ödlünü kazandı ama aslında defalarca yasaları çiğnemiş ve bunun üstü kapatılmıştı. В -ых Уэйд Берк получал студенческие награды, а на самом деле нарушал закон, но это скрывали.
Çok sayıda farklı dini ve felsefeyi kapsıyoruz... У нас множество различных религий и философии...
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.