Sentence examples of "tabii" in Turkish

<>
Evet, evet, Plaj kulübünü biliyorum, tabii. Да, да. Конечно, я знаю Пляжный клуб.
Tabii, ama o para yaklaşık yıllık şimdiye çürümüştür bile. Да, но деньгам уже лет. Вероятно они уже испортились.
Tabii bu çocukluk odanı göreceğim anlamına geliyorsa o zaman başka. Ama artık o da başka zamana. Хотя я бы не отказался взглянуть на твою детскую комнату, но это в следующий раз.
Yedek Geminin içinde bir şey yok tabii Jefferson fakat aracın kendisi tedavi edebilir. Ну внутри Попрыгуна ничего, Джефферсон, но скорее программа сама по себе.
Tabii ki hayır. Sana son bir şans vermesini ben rica ettim. Как же, я сам попросил его дать тебе последний шанс.
Tabii hiçbir şey kusursuz değil ama bu epey yakın. Нет ничего идеального, но это близко к тому.
Tabii bu dünyanın en uzun atkuyruğu değilse. Разве что самый длинный в мире хвост.
Tabii ya, kardeşini dinlemek yerine mantarlara inan sen. Разумеется, слушай плесень, а не родного брата.
Ve tanıdan niçin şüphe etsin ki? Tabii meslektaşlarımdan biri kulağına bir şeyler fısıldamadıysa. Bu karar onundu. И с чего бы ему сомневаться, если только мой старый приятель не нашептывал ему на ухо.
Tabii, ama sen onu sikmek zorundaydın değil mi? Ага, зато тебе пришлось ее трахнуть, верно?
Sana bir daha ekibinden birine güvenebilir miyim diye sorarsam "tabii ki" kabul edilebilir bir cevap değildir. Запомни, когда тебя спрашивают, можно ли кому-то верить, ответ "ну да" не принимается.
Tabii canım, önce bir çocuk gönderirler, peşinden çayı köpeği, sonra da o siyah helikopterlerden gönderirler. Ну конечно, сначала они посылают мальчишку, затем суслика, а затем посылают за ними черные вертолеты.
Flaş diskin içeriğini biraz inceledim ama tabii ki tamamını değil. Çünkü, 000 belge var. Я просмотрел часть информации с флеш-накопителя, но очевидно не всю, там ведь документов.
Eğer ortada evlilikle ilgili bir uyuşmazlık varsa Underwoodlar bunu kabul etmek istemeyeceklerdir tabii ki. Даже если в семье какой-то разлад, Андервуды уж точно не захотят это признавать.
Saç bandı şehirden, tabii ki güzel olacak. Конечно, ленты для волос из города красивые.
Tabii ki herkes yapabilir ama bu illâ yapmaları gerektiği anlamına gelmez. Да, могут все. Это не значит, что все должны.
Bir ton para gerek önce tabii. Хотя, сначала нужна куча денег.
Tabii canım, herkesi koruyalım o zaman. Bilim adamlarını, politikacıları, en önemli filozoflarımızı. Ну точно, давайте защищать всех - учёных, политиков, наших самых важных философов.
Tabii bugün tüm dünya onu farklı bir isimle tanıyor. Сегодня же он известен всему миру под другим именем.
Tabii, sen Lannisterlar ile ekmeğini paylaşmak istiyorsun. Нет, вы хотите разделить трапезу с Ланнистерами.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.