Sentence examples of "uzak" in Turkish

<>
Karnavaldan uzak durman için seni uyarmamın nedeni bu değildi. Я не поэтому просила тебя держаться подальше от карнавала.
Bellman: Daniel Almanya'da, çok uzak sayılmaz. Дэниел в Германии, не так уж далеко.
Benden uzak duracaksın ve hep güvende olacaksın. Просто держись подальше и будешь в безопасности.
Bir yara, bir gizem onu benden uzak tutuyor. Рана, какая-то загадка держит его вдали от меня.
San Diego, Avustralya'dan çok uzak. Сан Диего так далеко от Австралии.
Şimdi, senin görevin onu gözden ve tehlikeden uzak tutmak. Anladın mı? Ты должен держать его подальше от нас и от опасности, понял?
Çok sevdiğimiz biri, çok uzak yerlerden sana bir kahve ısmarlamak için geldi. Мы бы еще хотели поговорить с тобой за чашечкой кофе где-нибудь далеко отсюда.
Bu küçük kulübe, beni çok uzak yerlere götürüyor. Эта будка, которая переносит меня в далекие места.
Afrika'da yaşayan memeliler arasındaki en büyük kara göçünü başlatıyor uzak yağmurların kokusuna doğru yürüyorlar. Они отправляются в самое дальнее для млекопитающих Африки путешествие, двигаясь навстречу далёким дождям.
Uzak geçmiş, uzak şimdiki an ve hatta yarın burada olacak. Далёкое прошлое, далёкое настоящее И даже далёкое будущее будут здесь.
Ve kesinlikle, çok uzak geçmişteki kertenkele ataları ve kuzenleri ona çok benziyor olmalıydılar. Несомненно, что в далёком прошлом предки и родственники современных ящериц выглядели очень похоже.
Uzak bir köşede, iki saldırgan barbar. В дальнем углу двое крайне агрессивных варваров.
Korkutucu yerlerden her zaman uzak dursam da sonuçta yine buraya döndüm. Я всегда избегала страшных мест, а теперь должна вернуться сюда.
Aslına bakarsanız, ne pahasına olursa olsun uzak durmanız gereken bir gemi var. Кстати говоря, есть один корабль, который вам стоит избегать любой ценой.
1944 yılında NKVD tarafından tutuklanmış ve 1956 yılına kadar Uzak Doğu Rusyası'nda bir hapishanede tutulmuştur. В 1944 году был арестован НКВД и отправлен в лагерь на Дальний Восток, где находился до 1956 года.
Ne? Onu kasabadan ve Graysonlardan uzak tut. Вытащи его из города и подальше от Грейсонов.
Uzak bir yerlerde bir klinik kuralım, belki bir adada. Мы откроем клинику где-нибудь далеко, может, на острове.
Araştırma amaçlı bile olsa uzak durulması gereken bir şeydir. Даже с целью исследования стоит держаться от неё подальше.
Biriyle buluşmak için bir yere ihtiyacı vardı, gözden uzak bir yere. Он искал место для встречи с кем-то, вдали от лишних глаз.
Ama Yukari, istasyondan çok uzak değil mi? Но Юкари, это слишком далеко от станции?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.