Sentence examples of "verin" in Turkish

<>
Lütfen Bay Salle, sizin adınıza savunma yapmama izin verin. Пожалуйста, мистер Салле, дайте мне протестовать за вас.
Üstad, Jedi'lar resmi olarak karışamıyorlarsa, izin verin bunu ben yapayım. Мастер, если джедаи не могут вмешиваться официально, позвольте мне самой.
Pekâlâ, bana bir dakika verin. Хорошо, просто дай мне минутку.
Başka bir şey lazım olursa haber verin yeter. Дайте мне знать, если понадобится что-то еще.
Bana verin ve takas üzerine pazarlık yapalım. Отдайте его мне и мы обсудим обмен.
Sadece ekibe burada olduğumu haber verin yeter. Просто сообщите команде, что я здесь.
Kalkanlarınızı indirin ve Şehrinize güvenli bir geçiş için izin verin. Опустите ваши щиты и позвольте мне безопасно пройти в город.
Böyle modern lafları boş verin, ben eski kafalı bir kediyim. Ох уж эти ваши современные разговоры. Я ведь такой старомодный кот.
Lütfen, bana dürüst bir cevap verin. Давайте, просто дайте мне честный ответ.
Evet, bu durumda bana hemen şimdi nakit dolar verin ben de size neresi olduğunu söyleyeyim. Вот именно. Если Вы дадите мне $ наличными прямо здесь, Вы получите информацию о месторождении.
Çocuklar, kalbinizin derinliklerine bakın ve dürüstçe cevap verin: Ребята, загляните в свои сердца и ответьте честно:
Yerel polisi derhal oraya gönderin ve görüntüyü medyaya verin. Отправьте туда местную полицию, а видео передайте СМИ.
Kesin şunu ve bana madene ulaşmam için gereken kodu verin. Заканчивайте уже и скажите мне код от прохода в шахту!
Çok önemli bir şeyi sormama izin verin. И позвольте сказать одну очень важную вещь.
"Bakın, ben Lord Vader'ım, kahrolası dikkatinizi bana verin, tamam mı? "Эй ты, я лорд Вейдер, сюда надо слушать, понял?"
Bana kör uçlu bir iğne verin hemen. Дайте мне иглу с тупым наконечником. Срочно.
Sizinle tartışmak istemiyorum, Ekselansları, geçmeme izin verin. Я не хочу ссориться с Вашей светлостью. Позвольте пройти.
Tamam, bir değişiklik olursa bana haber verin. Ладно, только дай знать если что-то изменится.
Parayı getireceğim size. Sadece biraz zaman verin öğlene kadar. Я привезу вам деньги, только дайте мне время...
Onlara sıradaki emirleri verin ve sonra doğacak karmaşayı izleyin. Отдайте им ряд приказов и наблюдайте хаос как следствие.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.