Sentence examples of "yakın akrabasını" in Turkish

<>
Hayır. Sosyal Hizmetler en yakın akrabasını bulmak için bize biraz zaman tanımak istedi. Нет, социальная служба хочет дать нам время, чтобы найти её родственников.
Telefon kayıtlarına bakıp en yakın akrabasını bulmalıyız. Проверим записи телефонных разговоров и найдём родственников.
Ama bunlar yakın çeviriler. Но мы постарались быть как можно ближе к оригиналу.
Yahni mi? Akrabasını öldüren bu olmuş olabilir. Может, этот родственник от него и умер.
Yakın zamanlarda İçişleri Bakanlığı yüksek sözcülerinden Roberto Campa geçmiş yönetimlere nispeten Meksika'da habercilere karşı yaşanılan en kötü dönem olmadığını belirterek durumun ciddiyetini küçümsedi. Недавно высокий представитель из Министерства внутренних дел страны Роберто Кампа, по - видимому, стремясь приуменьшить тяжесть ситуации, заявил, что по сравнению с предшествующими администрациями это ещё не самый жестокий период для мексиканских журналистов.
Evet, kayıp bir akrabasını arıyor. Да, он ищет пропавшего родственника.
Aralık'te ise hasta babasına yakın olmak için İran'a geri dönmüştü. Мустафа вернулся в Иран в декабре года, чтобы быть ближе к своему больному отцу.
Yakın zamanda başını bir yere çarptın mı? Вы не ударялись головой в последнее время?
Birbirlerine yakın mı yaşıyorlar? Они все живут рядом?
Doğum tarihleri çok yakın. Дни рождения почти совпадают.
En yakın barın nerede olduğunu bilen var mı? Кто нибудь знает, где здесь ближайший бар?
Yakın arkadaşım ve meslektaşım kayıp. Близкий друг и коллега пропал.
Aracını olay yerine yakın bir yerde bulduk. Мы нашли твою машину возле места аварии.
Ya da en azından en yakın acil servise göndermeliyim. Или хотя бы объяснять им, где ближайший травмпункт.
Daha yakın bir kapı olmadığından emin misin? Ты уверен, что нет двери поближе?
Töreni köprüye yakın bir yerde yapmalı. Ему нужно принести жертву возле моста.
Hiçbir zaman sana yakın olanların suçu değildi. Близкие тебе люди в этом не виноваты.
Sana yakın olan birisinin seni öldürmek istemesi ilginç sayılır. Интересно находиться рядом с человеком, которого хотят убить.
Harika bir şeye yakın olma dürtüsüne. Быть ближе к чему-то настолько прекрасному.
Çoğunlukla deniz kıyısına yakın bulunur. В основном - возле моря.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.