Sentence examples of "yeri" in Turkish

<>
Ölümcül bir ruhun ölüler diyarında yeri yoktur. Смертной душе не место в мире мертвых.
David ile ben, senin büyüdüğün yeri görmek istiyoruz. Мы с Дэвидом хотим посмотреть, где ты вырос.
Yedinci sıra, ortanın sağı, salonun en güzel yeri. Седьмой ряд, прямо по центру, это лучшие места.
Olay Yeri de Stephen'ın dairesinde siyanür izlerine rastladı. И криминалисты нашли следы цианида в квартире Стивена.
Lonely Planet, için Avrupa'nın en iyi tatil yeri arasında gösterdiği Porto şehri için: "Portekiz'in kuzeyinde, canlı bir sanat başkenti ve bütçeye uygun bir tatil yeri olarak yükselmekte" diye yazıyor. Названный одним из топ европейских туристических направлений в рейтинге Lonely Planet, согласно путеводителю, город Порто на севере Португалии "появился как столица изобразительных искусств, о котором по праву говорят как о направлении огромного значения".
İşte, Şişko Moe'nun gerçek yeri! Вот здесь - настоящий Толстяк Мо.
Bu arada, gidecek hiçbir yeri kalmayan Michael annesine ender ve istemsiz bir ziyarette bulunmuştu. А Майкл, не зная, куда пойти, нанёс редкий незваный визит своей маме.
Saklanmak için yığınla yeri ve kurbanlarla dolu bir mekanı var. У него там множество укромных мест и целый выводок жертв.
Bu bebek bir dakikadan az bir sürede dünyadaki herhangi bir yeri saptayabilir. Можно определить ее местоположение в любой точке мира меньше чем за минуту.
1962'de Eski Havana'da Kübalı halkın ve yabancı aydınların uğrak yeri olan "La Bodeguita del medio" adlı bir bar-restoranda düzenli olarak sahne almaya başladı. С 1962 года стал постоянным исполнителем в "Ла Бодегита дель Медио", баре-ресторане Старой Гаваны, который был любимым местом кубинских и зарубежных интеллектуалов.
Donmuş bir gölün ortasında olan bu yeri seviyorum. Мне нравится это место прямо посреди замерзшего озера.
Sizin de anlayacağınız üzere, Scylla'nın gideceği yeri kimse bilmemeli. Я уверен ты понимаешь никто не знает где сейчас Сцилла.
Ama bakın, Mason'ın ortaya çıkabileceği her yeri izlemeye çalışıyoruz. Мы пытаемся перекрыть все места, где может появиться Мэйсон.
Olay Yeri, video kayıtlarından hareketle Joe'nun kahve bardağını çöpte buldu. С помощью камер наблюдения криминалисты вытащили кофейную чашку Джо из мусора.
Yarın yeri ve zamanı söylerim. Время и место сообщу завтра.
Olay yeri ekibinin, Nick'in öldürüldüğü sokaktaki çöp konteynerinin üzerinden bulduğu siyah boyanın sonuçları geldi. Пришли результаты исследования баллончика, найденного в мусорном контейнере в переулке, где убили Ника.
Yani, ne, bu adam olay yeri fotoğrafları mı çekiyor bizim için? Так, что, этот парень делает снимки места преступления также для нас?
Zamanı ve yeri ben belirleyeceğim. Время и место устанавливаю я.
Belki, Kelly'nin cesedinin gömülü olduğu yeri biliyordur. Может, он знает, где тело Келли.
Katil bu yeri belli bir sebeple seçmiş... Убийца выбрал это место не просто так...
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.