Sentence examples of "yerine getirmek için" in Turkish

<>
Bir polis memuru, 2 saniye önce vuruldu. İsteklerimi yerine getirmek için hızlanın derim Komiser. секунд назад был застрелен офицер, я бы ускорился с выполнением моих требований, капитан.
İsteklerini yerine getirmek için uğraştım. Я пытался исполнить твои желания.
İlahi dahi, ışık getiren, bilginin koruyucusu buraya senin rızanı yerine getirmek için toplandık. Божественный гений, несущий свет, хранитель знаний, мы собрались, чтобы восхвалить тебя.
Her isteğini yerine getirmek için etki altındalar. Я внушил им всем исполнять твои желания.
Sırf senin bazı geçici heveslerini yerine getirmek için itibarımı riske atamam. Я не стану рисковать своей репутацией, чтобы удовлетворить твою прихоть.
Ancak 1889 yılında zorunlu askeri yükümlülüğünü yerine getirmek için Kutaisi "ye dönmek zorunda kaldı. Окончил во Флоренции техническое училище и поступил в Академию художеств, но в 1889 году был вынужден вернуться в Кутаиси для прохождения обязательной воинской службы.
Şimdi hepiniz isteklerimi yerine getirmek zorundasınız. Теперь вы должны исполнить моё желание.
Mayıs ortasında internet temelli araçlar ile yerli dillerini canlandırmak üzerine çalışan ilgili kişileri bir araya getirmek için açık katılım çağrısı yayınladık. В середине мая в поисках заинтересованных людей, которые уже включены в работу по возрождению своих родных языков путём их использования в Интернете, мы объявили об отборе участников предстоящего слёта.
Bunu yerine getirmek istiyor. Dickie'nin gelirinin büyük bir kısmını da senin adına geçirmeyi düşünüyor. Он также намерен перевести изрядную часть дохода Дики из своей компании на ваше имя.
Onu geri getirmek için elimizden gelen herşeyi yapacağız. Мы сделаем всё, чтобы вернуть её домой.
Anlaşmamızı yerine getirmek benim görevim. Моя задача выполнить наш договор.
Onu getirmek için tüm geceyi yolda geçireceğiz şimdi. Теперь нам придётся ехать за ней всю ночь.
Sadece yasaları yerine getirmek zorundayım, Fakat... У меня есть только закон, но...
Benim oğlumu, Matt Parkman, getirmek için görevlendirildin. Ты должна была завербовать моего сына, Мэтта Паркмана.
Tek bir kurtuluş yolu var: Erkek olmanın gereğini yerine getirmek. Тут только один выход - я должен вести себя как мужчина.
Ben, bize o dava paketini daha kısa zamanda getirmek için arşivcilere baskı yap. Бен, попробуй надавить на сотрудников архива, может удастся получить то дело раньше.
Sunil benimle evlenmek istiyor ve ben de ailemin dileklerini yerine getirmek istiyorum. Сунил хочет жениться на мне, и я хочу уважать традиции семьи.
Düşen savaşçılarımızı geri getirmek için ihtiyacımız olan tek şey. Здесь есть всё что нужно, чтобы вернуть падших.
Emirlerini yerine getirmek üzereyim. Собираюсь выполнить ваш приказ.
Onu buraya getirmek için iyi bir sebebin vardır umarım. У тебя должна быть веская причина приводить его сюда.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.