Sentence examples of "yok ettiği" in Turkish

<>
Çocuklarımızın gördüğü son şey ise Başarısızlığın onları yok ettiği olacak. И наши дети увидят, как наша ложь уничтожает их.
Bizim bir planımız vardı! Vicdansızca yok ettiği planımız! У нас был план, который он безжалостно уничтожил!
Aslında, çok kötü. Bu hastalığın, beyne kadar ilerleyip, yok ettiği doğru mu? А правда, что эта болезнь может прогрызть себе путь к мозгу и уничтожить его?
Keller ve onun dâhi çocuğunun yok ettiği santrifüjün yerine yenisini buldum. Я нашла замену центрифуге, которую разрушили Келлер со своим вундеркиндом.
Dünyadaki hiçbir demokratik ülkede böyle bir sorun yok. Ни в одной демократической стране мира нет таких проблем.
Grazia SA bir Afrikalı olmanın ne anlam ifade ettiği hakkındaki düşüncelerini açıkladı ve Afrika ile ilgili 'dokuz bilinmeyen gerçek' adında bir link paylaştı: Мы африканцы не потому, что родились в Африке, мы африканцы потому, что Африка живёт в нас.
Bir sanat eylemi olarak mükemmel, açıklamaya ihtiyaç yok. Как акт искусства - практически безупречно, не нужны никакие пояснения.
Bugün Lena'nın yardım ettiği kız bu. Эта девушка, которой помогла Лина.
"Affedersiniz, bayım. - Hamilelik denen şeyi hiç yaşamadınız, bu yüzden görüş belirtmeye hakkınız yok". - yaşlarında bir kadın, yaşındaki bir adama. "Простите, но вы никогда не были беременным, так что у вас нет права высказывать свое ценное мнение", - сорокалетняя женщина - летнему мужчине.
Senin annen gösteri devam ettiği sürece yaşamaya devam edecek. Твоя мать жила, потому что шоу всегда продолжалось.
Evet, güvenlik şeridi de yok. Да, защитной полосы тоже нет.
Nick'in yardım ettiği bir sürü insan var. К тому же Ник очень многим помог.
Kiralık askerlerin gemisinde bizim araştırma yapan dedektifimiz yok. У нас нет никакого сотрудника на корабле наемников.
"Herkesin nefret ettiği şeylere ben de karşıyım." Я против всех тех вещей, которые все ненавидят!
Kilisede metal dedektörü yok. В церкви нет металлоискателей.
Bana önceden elinde olan ama Başkan Obama gelip yeminini ettiği günden bu yana sahip olamadığın özgürlükleri say. Назовите мне свободы, что у вас были до присяги Обамы, которых у вас нет сейчас.
Televizyon yok, internet yok. Hiç eğlence yok. Ни телевизора, ни интернета - никакого веселья.
Peki ya Greene'lerin sözünü ettiği şu görüşme odaları? А что на счет чатов, о которых рассказывали Грины?
En güzeli hiç endişemiz yok. И главное, никаких забот.
Bak, bu adamın işkence ettiği bir kadın bulduk. Мы нашли тело женщины, которую этот человек пытал.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.