Sentence examples of "zamanda" in Turkish

<>
Ama aynı zamanda da savaşçıyız, savaşmak için doğduk. Но мы также воины, рождены, чтобы служить.
Aynı zamanda, çok tatlı, çok yardımsever davranıyordu. Но в тоже время слишком мило и слишком любезно.
Bu, seni güçlü kılarken aynı zamanda üzüyor da. может сделать тебя сильным, но еще и несчастным.
Buradaki insanlar en kısa zamanda kumaş yumuşatıcıyı icat etmeli. Людям этого времени побыстрее нужно изобрести кондиционер для белья.
Onu üniversitede yakın bir zamanda ziyaret ettiniz mi? Вы навещали его недавно в колледже, верно?
Öğretmenimiz aynı zamanda sert ve iyi. Наш учитель одновременно строгий и добрый.
Sadece dünyada boş boş gezinir vakitsiz bir zamanda, kaybolmuş hayalet gibi. Он просто бродит пустой по свету как дух, потерявшись во времени.
İkinizin yaptığı bu bilgisayar bir sanat eseri ama sadece bu değil, aynı zamanda satacak da. Компьютер, который вы вдвоём придумали, это шедевр. К тому же он будет хорошо продаваться.
Fakat çok yakın bir zamanda bu ilginç konuşmaya, bu çok ilginç konuşmaya kaldığı yerden devam edebiliriz. Но мы можем возобновить эту интересную беседу, эту очень интересную беседу в другое самое ближайшее время?
Leydim, ben bir savaşçıyım ve savaşçılar bilir ki her şey olması gerektiği zamanda olmalıdır. Я ведь герой, госпожа, а герои знают, что всё должно происходить вовремя.
Böyle bir zamanda bir çanta için servet harcayan her kadına... Женщина, которая в такие времена тратит состояние на сумочку...
Jacob, mutlu insanlar değilsek herhangi bir zamanda mutluluğu bulmayı nasıl bekleyebiliriz? Как можно найти счастье в другом времени, если мы вообще несчастны?
Sizi böyle bir zamanda rahatsız etmek istemezdik, ama şirket araştırma yapılmasını istedi. Anlıyor musunuz? Простите, что беспокоим вас в такой момент, но компании требуется провести собственное расследование.
AJ'in durumu iyi gider diye bir gün daha beklemek istiyorum ama ameliyat yakın zamanda olmak zorunda. Я хочу подождать момента, когда увижу улучшения у Эй Джея, но скоро процедура понадобится.
Belki Usta zamanda geri gitti ve onlarca yıl boyunca burada yaşadı. Может, Мастер вернулся в прошлое и прожил здесь много лет?
Bu zamanda öyle bir savaşı kazanabilir miyiz? Можем ли мы выиграть такую войну сейчас?
Hakkında yanılsam da yanılmasam da, birbirimizi yakın zamanda tekrar göreceğimizi tahmin ediyorum. Прав я или нет насчёт вас, но мы ещё увидимся и скоро.
Hayır, David benim patronum, ama biz aynı zamanda... Нет, Дэвид - мой босс, но мы также...
Garbanzo aynı zamanda hamilelik için de iyidir. Хумус тоже очень неплох во время беременности.
Layla çok zekiydi, ama aynı zamanda çok saftı. Лейла была умна, но еще она была наивна.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.