Exemplos de uso de "Kavga etmek" em turco

<>
Lütfen, buraya kavga etmek için gelmedim. Прошу, я пришел не для ссоры.
Size çıkma teklif ederdim, ama şimdi de Larry Segel'le kavga etmek zorunda kalırdım. Я пригласил бы вас на свидание, но не могу соперничать с Ларри Сигелом.
Kabadayılarla kavga etmek için mi buradayım? Я здесь чтобы бороться с хулиганами?
Kötü bir ruh hâlindeydim ve kavga etmek için sebep arıyordum. Я была в ужасном настроении, сама нарывалась на ссору.
Beni seninle kavga etmek zorunda bırakma, Elena! Не заставляй меня драться с тобой, Елена!
İyi kısmı kavga etmek demiştin, değil mi? Вы сказали, что драка это хорошая часть?
Şu an partinin ortasında kavga etmek zorunda değiliz. Мы не должны выяснять отношения прямо посреди вечеринки.
Yemekte kavga etmek yok. Никакой грызни за ужином!
Kendimizle kavga etmek bizi dağıtmaya başlar. Bu yüzden bunu burda bitiriyoruz. Duydunuz mu beni? Борьба друг с другом это путь к вымиранию, вот почему это закончится сейчас.
Büyükanne ve büyükbabanınıza gidene kadar kavga etmek yok. Никаких драк до приезда к дедушке с бабушкой.
Ben senin arkadaşınım ve kavga etmek istemiyorum. Beni anlamalısın. Я твой друг и не хочу ссориться с тобой.
Bazı başarılı yalanlarım arasında metro arızası asansörde kapalı kalma ve sosisli satıcısıyla kavga etmek var. Обычно я говорю что-то типа "в метро была поломка" или "лифт застрял"
Sen kavga etmek hakkında ne düşünüyorsun Lyle? Что ты думаешь о драках, Лайл?
Kavga etmek istiyorsanız, kalabilirsiniz. Хотите драться - можете остаться.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Sana gelip söyleyecektim, sonra bu kavga olayı patlak verdi ve ne yapacağımı bilemedim. Я шла сказать тебе, но потом случилась эта драка, и я разволновалась.
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Ne bekliyordun, dürüst bir kavga mı? А что ты ждал? Честной драки?
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Onca zamanı kavga ederek harcadık. Все эти годы напрасной борьбы...
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.