Exemplos de uso de "evlenmek" em turco

<>
Beni affediyorsun ve hala benimle evlenmek mi istiyorsun? Ты простил меня и хочешь на мне жениться?
Bir prensesle evlenmek için illa prens olmanız da gerekmiyor. Не нужно быть принцем, чтобы жениться на принцессе.
Efendim? Benim gibi bir adamın içeride korunmak için yapabileceği tek şey evlenmek. Единственный способ защитить себя для такого парня как я, это выйти замуж.
Hayır, biliyorum, ama ben evlenmek istiyorum. Нет, я знаю. Но я хочу пожениться.
Regina'nın gerçek aşkı başka biriyle evlenmek üzere. Истинная любовь Реджины вот-вот женится на другой.
Gitmeden önce seninle evlenmek için babandan izin istemeyi düşünüyordum. Перед отъездом я попрошу у твоего отца твоей руки.
Neyi? Bayan Hughes'ün evlenmek için kaftanlarınızdan birini ödünç alacağını. Что миссис Хьюз одолжит одно из ваших пальто для свадьбы.
Henri yapılan devlet anlaşmalarina göre II. Konrad (Kutsal Roma İmparatoru) kızı Mathilda Frankonyalı ile evlenmek ɪüzere nişanlanmıştı ama Mathilda 1034'te beklenmedik şekilde genç yaşta öldü. Первоначально Генрих был обручён с Матильдой Франконской, дочерью императора Священной Римской империи Конрада II, но брак не состоялся из-за преждевременной смерти невесты в 1034 году.
Evlenmek istiyordu ve bir ev satın alabilmek için birikimlerine ihtiyacı vardı. Он собирался жениться и ему нужны были средства на покупку дома.
1873'te kardeşine matmazel de Percy ile evlenmek istediğini belirtmek için mektup yazmıştır fakat bu olayın olduğuna dair bir kanıt yoktur. В 1873 году он писал своему брату, что намерен жениться на мадемуазель де Перси, но никаких доказательств этому не было.
Haliyle, ben de evlenmek ve aile sahibi olmak falan istiyorum. Вообще-то я хотела выйти замуж, иметь семью и все такое.
Bu insanlar evlenmek istiyorsa, bu onların sorunu. Эти люди хотят пожениться, это их проблема.
Sen muhtemelen evlenmek istersin. Ben de istiyorum. Ты хочешь жениться, я тоже хочу.
Sudan'da geçen yıl, cinsel ilişki halinde yakalandığı keçi ile evlenmek zorunda bırakılan adam "dul" kaldı. В Судане в прошлом году овдовел мужчина, вынужденный жениться на козе, с которой он был пойман во время сексуального акта.
Başka bir kızla evlenmek için Güney Amerika'ya gitti. Он уехал в Южную Америку, чтобы жениться.
Sunil benimle evlenmek istiyor ve ben de ailemin dileklerini yerine getirmek istiyorum. Сунил хочет жениться на мне, и я хочу уважать традиции семьи.
Jaime evlenmek ya da toprakları miras alamaz. Джейме не может жениться и наследовать земли.
Tanıya bakılınca belki de evlenmek için pek uygun bir zaman değil gibi. Учитывая диагноз, возможно, сейчас не лучшее время, чтобы жениться.
Süreyya Hanım bir kadınla tanışmış ve kendisiyle evlenmek istiyor ancak iki eşe bakacak durumu yok. Он встретил женщину, на которой хочет жениться, но ему нельзя иметь двух жён.
Ancak, özellikle kırsal kesimlerde binlerce erkek, eskiçağlara ait geleneği sürdürüp evlenmek istedikleri kızları kaçırıyorlar. Однако тысячи мужчин, в основном из сельской местности, следуя древней традиции, похищают девушку тогда, когда они хотят жениться.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.