Exemplos de uso de "konusunda ısrarcı" em turco

<>
Bay Agos, Lemond Bishop'un bütün davalarını devralma konusunda ısrarcı oldu mu? Итак, мистер Агос настаивал на участии во всех делах Лемонда Бишопа?
Mercia'nın statüsünü Wessex'e bağlı bir devlet olarak yeniden teyit etmeniz konusunda ısrarcı. Он настаивает, чтобы вы подтвердили статус Мерсии, как вассала Уэссекса.
Kral Tommen, ablasının başkente dönüşü konusunda ısrarcı mı? Король Томмен настаивает на возвращении его сестры в столицу?
Kral daha iyi şartlar altında istirahat etmeniz konusunda ısrarcı. Король настаивает, чтобы вы отдохнули в лучших условиях.
İnanıp inanmamak size kalmış ama hastalarımızı ayrı tutmak konusunda ısrarcı olan zenci doktordu. Верите или нет, но это "черный" врач разделил наших пациентов.
Willie Nelson'u bırakmama konusunda ısrarcı olmasıydı. Она оставила Вили Нельсона у себя.
Hala gezi konusunda ısrarcı mısın? Всё ещё сердишься из-за путешествия?
yılı aşkın bir ayrımın ardından Küba ile diplomatik ilişkilerin devamı konusunda ABD Başkanı Barack Obama'nın şaşırtan bildirisi adadaki birçok Kübalı ve uluslararası topluluklar tarafından iyi karşılandı. Эта статья является частью нашей специальной рубрики "Куба - США: новое начало".
Muhtemelen sistemimiz bunu takip etmekte ısrarcı olduğu için. Видимо, потому что система на этом настаивает.
Ancak kızın ve annesinin "uygunsuz" kıyafet açısından uyarılıp uyarılmadığı konusunda sessiz kalıyorlar. Но они умолчали о том, обратили ли именно они внимание девушки и её матери на "неприличный" наряд.
ne kadar ısrarcı olabildiğini bildiğini biliyorum. Bayan Quinn. Я знаю, каким настойчивым он может быть.
Neler olacağı konusunda çok farklı bazı görüşler mevcut. Есть противоположные мнения о том, что произойдет.
Biliyorum, imkansız ama o çok ısrarcı. Я знаю. Это невозможно но она настаивает.
Hım, güzel, tablolar hakkında konuşuyorsunuz. Lacivert konusunda haklıydın. Говоря о картинах, ты был прав насчет ультрамаринового синего.
Claire, Ethan konusunda yalan attığını söyledi. Клэр рассказала про твоё вранье насчет Итана.
Açıkçası istihbarat komitesinin Arthur ve onun eylemleri konusunda ciddi şüpheleri var. У комитета по расследованию дурные предчувствия насчёт Артура и его действий.
Kapı konusunda da çok özür diliyorum. И мне очень жаль насчет двери.
Arkadaş konusunda sadece şaka yapıyordu. Это она пошутила насчет друзей.
Ve babamın yaşadığı inme konusunda beni suçladı. И выдвинула обвинения вчера ночью насчёт инсульта.
Üniversiteyi bırakma konusunda şaka yapıyordun, değil mi? Ты же шутил по поводу забить на учёбу?
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.