Exemplos de uso de "söylemeye" em turco

<>
John'un söylemeye çalıştığı yaşlı herif de kim? А что тот старик нам пытался сказать?
Küçük çocuklara, babalarının bir daha eve gelmeyeceğini söylemeye bayılırım. Обожаю говорить деткам, что их папа не придет домой.
Ben de hep bunu söylemeye çalışıyorum. Я ему это и говорю постоянно.
Kurt Bessette sizi bahçıvanla yakaladığını kocanıza söylemeye neden cüret edemezdi? Почему Кёрт Бессет не мог рассказать Вашему мужу о садовнике?
Hymie Weiss aksini söylemeye çalışsın da göreyim. Пусть Хайми Вайсс попробует сказать тебе иначе.
Bir şey söylemeye gerek yok, apartmanda herkes herşeyi biliyor. Да не надо ничего рассказывать, итак весь двор знает.
Bir şeyler söylemeye çalıştı ama sonra sinirlendi. Она пыталась что-то сказать, потом занервничала.
Bundan dolayı, benimle Stephanie arasında olan herhangi bir şeyle ilgili bir şey söylemeye hakkın yok. Следовательно, тебе не нужно ничего говорить о том, что происходит между мной и Стефани.
Size söylemeye çalışıyorum, bu kız bir bakışıyla camları parçalayabiliyor. Я говорю вам, эта девочка может разрушать стекло взглядом.
Carrie bana her şeyi söylemeye söz verdi ama mevzu sana geldiğinde hiçbir şey anlatmadı. Знаешь, Кэрри обещала мне всё рассказать, но что касается тебя - ничего.
Ve dün yaşananın bir hata olduğunu söylemeye de geldim. И сказать тебе, что прошлая ночь была ошибкой.
Ama bana bir şey söylemeye çalışıyordu. Но он пытался мне что-то сказать.
Vivien, insanlara yemekler hakkında böyle şeyler söylemeye devam edemezsin. Вивьен, ты не можешь продолжать говорить людям о еде.
Onun ne söylemeye çalıştığını anlamak bir süremi aldı. Мне понадобилось время, чтобы понять, что она пыталась сказать.
Neden birine beyninde büyüyen bir tümör olduğunu söylemeye zahmet edelim ki? Ага, зачем говорить парню что у него в мозгу опухоль?
Sadece akşam yemeğinin hazır olduğunu söylemeye gelmiştim. Я зашёл сказать, что ужин готов.
Marshall tekrar şirket avukatı olmanın sadece olumlu yönlerini söylemeye karar verdi. Маршалл решил говорить только хорошие вещи о своей работе корпоративного юриста.
Aslında, "seni anlıyorum" meselesini söylemeye çalışıyordum. Вообще-то я старался сказать, как я тебя понимаю.
Abu Nazir bana söylemeye karar verdiğinde. Когда Абу Назир решит сказать мне.
Ya bana bir şey söylemeye çalışıyorsa? Вдруг она хочет мне что-то сказать?
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.