Exemplos de uso de "tadını çıkarmak" em turco

<>
Amerikan Devrimi'nin arefesinde George Washington'ın izini sürerken manzaranın tadını çıkarmak biraz zor. Не очень получается ценить пейзаж, выслеживая Джорджа Вашингтона накануне Американской Революции.
Bu şekilde mirasımızın tadını çıkarmak için ekstradan birkaç günümüz daha olur. Так нам получится выиграть пару лишних дней, чтобы насладится наследством.
Organik enerjisinin tadını çıkarmak kahramanca devasa fırça vuruşlarından gözlerime ziyafet çekmek istiyorum. Я хочу наслаждаться этой жизненной энергией. Радовать глаза этим героическими гигантскими мазками.
İçim keyfini uzatır, lezzetin tadını çıkarmak için zaman kazandırır. Это уменьшает скорость восприятия, дает тебе время насладиться вкусом.
Tek yapman gereken kitabı açıp gözlerinle bu hediyenin tadını çıkarmak. Тебе нужно лишь открыть книгу и впиться глазами в страницы.
Bunun tadını çıkarmak istiyorum. Я хочу насладиться этим.
Dostum, tadını çıkarmak için çok yaşlı olacaksın. Ты будешь слишком стар, чтобы насладиться ею.
Toshiko'yu çıkarmak için yardımın gerek. - Ya Owen? Нам нужно, что бы ты помог освободить Тошико.
Tadını çıkaracak vaktimiz yok. Не успею насладиться этим.
Hepsini çıkarmak ister misin? Хочешь снять всё это?
Bundan sonraki hayatının tadını çıkar, Chuck. Наслаждайся всей своей оставшейся жизнью, Чак.
Bu da gözü çıkarmak için çok geç kaldığımız anlamına gelir. И это значит, что глаз удалять уже слишком поздно.
Buyurun, filmin tadını çıkarın. Да, мэм. Приятного просмотра.
Er ya da geç ağzındaki baklayı çıkarmak zorunda kalacaksın, Finch. Финч, рано или поздно тебе придётся выпустить кота из мешка.
Sana o tacı kazandırdım, ödüllerin tadını çıkarmama izin ver. Я добыла тебе корону, дай и мне насладиться плохим.
Kurşunu elinle çıkarmak zorunda kalacaksın. Тебе придется доставать пулю вручную.
Bunun anlamı, nehrin tadını çıkar, evlat. Это означает, наслаждайся этой рекой, сынок.
Değiş tokuşu yapmadan önce senin pestilini çıkarmak hoşuma gitmiyor. Не хочу замучить тебя прежде, чем произойдет обмен.
Kral da oğlunun tadını o kadar beğenmiş ki bir dilim daha istemiş. А тому так понравился вкус собственного сына, что он попросил добавки.
Olay çıkarmak gibi bir niyetim yok. Я не хочу устраивать здесь сцен.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.