Exemplos de uso de "yemek odasına" em turco

<>
Bir saat sonra onu oradan alıp yemek odasına götürdüm. Спустя час я забрал её и отвёл в столовую.
Bayıldı. Onu bağladım ve yemek odasına döndüm. Я связал его и вернулся в столовую.
Sonra yemek odasına girdim ve... Я вошел в столовую и...
Benim için yemek pişiriyor. Она готовит мне ужин.
Onu kendi odasına almış. Konuşamıyormuş, elleri yokmuş; Он взял его жить к себе в комнату.
Şu sahnede ünlü birisi için yemek yaptığı gösteriye mi? Она готовила обед для какой-нибудь знаменитости прямо на сцене?
Siz ikiniz süper casus yeteneklerinizle Emmett'in dikkatini dağıtın bu arada ben de Koca Mike'ın odasına gireyim. Вы двое отвлекаете Эмметта со своими супер шпионскими навыками пока я влезу в кабинет Большого Майка.
Mike ve ben, size yemek hazırlayabiliriz. Мы с Майком можем приготовить вам ужин.
Ancak birinin bu kapıları kullanıp terasa çıkması ve oradan da çalışma odasına girmiş olması çok muhtemel. Но кто-то мог пройти через эту дверь, выйти на террасу, и оттуда в кабинет.
yemek için bile param yok. Денег нет даже на еду.
Pekâlâ, Alex'in çalışan kartını kullanmak hedefimizin o kontrol odasına girmek için ilk girişimiydi. Значит, использование карточки Алекса было первой попыткой нашего объекта проникнуть в зал управления.
Eskiden motosikletiyle hep yemek getirirdi. Раньше привозил обед на мотоцикле.
Avukatın odasına izinsiz girmek gibi. Например, взламывать кабинет адвоката.
Aslında, daha çok evde kalıp, sessiz bir yemek yer ve öpüşürüz diye düşünmüştüm. Вообще-то, я думала, может, мы останемся дома, поужинаем, будем целоваться...
Onların güvenlik kamerası kabloları dış duvar boyunca devam ediyor ve burada güvenlik odasına bağlanıyor. Их кабели для видеонаблюдения идут с наружной стороны стены в комнату охраны вот здесь.
Bunlar için şükran dolu olmalıyız. Ama diğer şeylerin yanında, yemek yalnızca bir sembol. Мы должны быть благодарны за это но еда - это просто символ всего остального.
Nasıl oldu da dekanın odasına geldim? Как я попал в кабинет декана?
Buzdolabı bozuldu. Ben de her şeyi yemek zorunda kaldım. Холодильник сломался, так что мне пришлось всё съесть.
Cody! Digger'ı kız kardeşinin odasına kilitle. Коди, закрой Диггера в спальне сестры.
Ayrıca düşüş sırasında yemek ve suyumuzdan da olduk. Мы потеряли еду и воду, пока падали.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.