Beispiele für die Verwendung von "права голоса" im Russischen

<>
Они приезжают или остаются без права голоса. Ya katılırlar ya da söz hakları olmaz.
А что, у меня нет права голоса? Ne yani, benim söz hakkım yok mu?
Я не имею права голоса? Yani oy da mı yok?
У меня нет права голоса. Benim oy kullanmaya hakkım yok.
Значит, что у тебя нет права голоса, Элис. Şu demek ki senin söz hakkın yok bu konuda Ellis.
А у меня что, права голоса нет? Benim hiç söz hakkım yok, öyle mi?
Поправка к закону может изменить положение в пользу права голоса. Yasayı değiştirmek, oy kullanma hakkının değişimini de zoraki kılabilir.
У меня есть права голоса вообще? Burda benim söz hakkım yok mu?
Мы не имеем права голоса? Bizim söz hakkımız yok mu?
Но с моим имуществом я лишилась и права голоса. Ama mal varlığımı ve her şeyi kaybetmiş olabileceğimi söylüyor.
Мы требуем права голоса! Bize oy hakkımızı verin!
Фунмилайо Рэнсем-Кути также выступает за получение женщинами права голоса. Funmilayo Ransome Kuti kadınların oy hakkı için bir kampanya yürüttü.
Вопреки объяснениям, высказанным некоторыми политиками вечером после первого тура, французы, отдавшие свои голоса в поддержку правого экстремизма, не особо страдают от засилья иммигрантов. (Seçimlerin) ilk turunun sonunda politikacıların hemen verdikleri beyanların aksine oyunu radikallere veren Fransızların çoğunluğu göçmen sorunundan etkilenen kesim değil.
Некоторые из этих мужчин и женщин работали с Zone9, коллективным блогом, который освещал социальные и политические проблемы Эфиопии и продвигал права человека и подотчётность правительства. Bu kişilerden birkaçı, Etiyopya'daki toplumsal ve politik olaylar ile ilgili yazıyorlardı ve insan haklarının yanısıra hükümetin sorumluluk almasını destekleyen kolektif blog Zone9 ile çalışıyordu.
Ты купил все голоса. Bütün oyları satın aldın!
Когда ей было лет, Мехри с мужем переехали в Дубай и, наконец, она получила права на вождение мотоцикла. Mehri yaşına geldiğinde eşiyle birlikte Dubai'ye taşınmış ve o zaman, sonunda motosiklet ehliyetini almıştı.
Без его голоса у нас ничья. Onun oyu olmadan oylar berabere kalıyor.
Сэм Йокопуа, секретарь Ассоциации врачей Папу - Новой Гвинеи, выступил в защиту права врачей и других сотрудников медицинских учреждений на публичные высказывания по вопросам, требующим открытого общественного обсуждения: Papua Yeni Gine Doktorlar Derneği Sekreteri Sam Yockopua, doktorların ve sağlık çalışanlarının kamuya açıklanacak konularda fikir beyan etme hakkını savundu:
Я слышу голоса, вижу всякое. Sesler duyuyor, bir şeyler görüyorum.
"Простите, но вы никогда не были беременным, так что у вас нет права высказывать свое ценное мнение", - сорокалетняя женщина - летнему мужчине. "Affedersiniz, bayım. - Hamilelik denen şeyi hiç yaşamadınız, bu yüzden görüş belirtmeye hakkınız yok". - yaşlarında bir kadın, yaşındaki bir adama.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.