Beispiele für die Verwendung von "право" im Russischen

<>
Однако министр объяснил, что это было сделано в целях обеспечения общественной безопасности и добавил, что медицинский персонал имеет право свободно выражать свое мнение. Ancak Bakan, bunun sadece kamu güvenliğini korumak amacıyla yapıldığını ve sağlık personelinin görüşlerini özgürce ifade etme hakkına sahip olduğuna dikkat çekti.
Давайте не будем ограничивать это право спорами о том, можно ли сохранить местную киноиндустрию, если отказаться от ввоза индийских фильмов. Bu hakkı lütfen yerli sanayii kurtarmak için Hint filmlerinin ithali tartışmasıyla sınırlamayalım.
и (c) данное лицо имеет право быть избранным в парламент. (c) Parlamento üyesi olma vasfına sahip.
Беженцы не имеют права работать, и очень немногие имеют право покидать лагерь. Mültecilerin çalışma izninin olmamasıyla birlikte çoğunun kamptan ayrılma hakkı da yok.
Я просто высказывал своё мнение, и у меня есть право публиковать фотографии в целях улучшения ситуации. Sadece kendimi özgürce ifade ediyordum ve durumu geliştirmek amacıyla fotoğraf yayınlama hakkım bulunmakta.
Народ имеет право знать правду. Halk gerçeği bilmeyi hak ediyor.
Она имеет право знать. Bunu bilmeye hakkı var.
Слушайте. Люди имеют право знать всё обо всех. İnsanların herkes hakkında her şeyi bilmeye hakları var.
Вот за что торгуются дизрапторы - за право убивать всех? Pazarlık ettiğiniz şey bu mu? Herkesi öldürme hakkı mı?
Если тебе нанесли тяжкие телесные, у тебя есть полное право отследить обидчика и застрелить. Biri sana zarar vermek için yaklaşıyorsa yerinde durup adamı öldürmeye sonuna kadar hakkın var demektir.
Имею я право знать, куда мы идем? Nereye gittiğimizi bilmeye hakkım var, değil mi?
Немецкая конституция говорила, что государство имеет право взять имущество и средства производства для общего блага. Alman anayasası devletin kamu yararı için mülk ve üretim araçlarına el koyma hakkı olduğunu dile getiriyordu.
Это дает мне право входить так, когда захочу. Bu bana istediğim yere istediğim şekilde girme hakkı verir.
Люди имеют право знать. İnsanların öğrenmeye hakkı var.
Если это личное, ты думаешь это дает право... Durum kişisel olunca bunun sana bir hak verdiğini sanıyorsun...
Они имеют право знать все. Her şeyi bilmeye hakları var.
Защитить право женщин выбирать. kadınların haklarını korumamız gerekiyor.
Кто дал тебе такое право?! Konuşmaya hakkın var mı ki hiç?
И это даёт вам право делать что-угодно? Bu size istediğinizi yapma hakkını mı verir?
Какое я имела право появляться и разрушать все? Tekrar ortaya çıkıp düzenini bozmaya ne hakkım vardı?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.