Beispiele für die Verwendung von "bağlantılı" im Türkischen

<>
Yani sence bu iki dava birbiriyle bağlantılı mı? Так ты думаешь, эти два дела связаны?
Annem bununla bağlantılı olmak ister mi sence. Думаешь, мама хочет быть связана этим?
Evet, şiddet testosteron ile doğrudan bağlantılı. Да, насилие напрямую связано с тестостероном.
Hayır, başka biri ama Sergei ile bağlantılı. Нет, кто-то другой, но есть связь.
Cep telefonu kayıtlarını ve hesaplarını incele. Bakalım Lugo ile bağlantılı bir şey var mı? Проверь телефонные звонки и финансовые отчеты, может, он как-то связан с Луго.
Yetkililer Andrew Goodman'ın ölümüyle bağlantılı hintli bir kadını arıyorlarmış. Полиция разыскивает индианку в связи со смертью Эндрю Гудмана.
Bay Keaton, bölge savcısı vurkaç suçlamalarını düşürdü. Fakat Sarah'ın katili ile bağlantılı kişi hâlâ sizsiniz. Мистер Китон, прокурор снял обвинение в наезде, но вы под подозрением по убийству Сары.
Ama 1956'da Sovyetler Birliği'nde Stalin'in putlaştırılmasının eleştirilmeye başlanması ile bağlantılı değişiklikler olması partide kalmasına neden olmuştur. Но произошедшие в 1956 году изменения в СССР, связанные с критикой культа личности Сталина, побудили его остаться в ВПТ.
Casey McManus ve bu kadın sadece bağlantılı değiller. Кейси МакМанус и эта женщина не просто связаны.
Yani Hale'in ölümü bir şekilde Raquel ve muska ile bağlantılı. Значит, смерть Хейла как-то связана с Ракель и амулетом.
Bu saldırı, global terörist ağıyla bağlantılı. Это нападение связано с глобальной террористической сетью.
Modem bağlantılı D video oyunları, ücretsiz kulak tıkayıcıları ücretsiz terlikler, ücretsiz meyve suyu ve ücretsiz fıstık. Беспроводная связь для D видеоигр, бесплатные беруши, бесплатные тапочки, бесплатный пакетик сока и бесплатный арахис.
İki kardeş bağlantılı olduğu için de Jeffrey'nin sorunu da aktifleşti. Поскольку два брата связаны, то беда Джефри тоже запустилась.
Cinayet ve bu çalma girişimi birbirine bağlantılı. Наше убийство и эта попытка кражи связаны.
Yani iki sorunun birbiriyle bir şekilde bağlantılı olduğunu mu söylüyorsunuz? Вы считаете, что две эти проблемы каким-то образом связаны?
Bak, bombanın yerleştirilmesi ile Becca'nın bıçaklanması birbiriyle bağlantılı olmalı, değil mi? Смотри, установка бомбы и удар ножом Бэкки должны быть связаны, верно?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.