Beispiele für die Verwendung von "hiç şüphem" im Türkischen

<>
Hiç şüphem yok ki ölümünün asıl sebebi B tarafından havuza atıldıktan sonra boğulmasıydı. Мне совершенно ясно, что причиной смерти стал бассейн, куда её бросил Б.
Öyle olduğuna hiç şüphem yok ve çocukları da büyük ihtimalle kaybolmuşlardır. Я и не сомневалась. И вероятно, его дети действительно исчезли.
Ama, hiç şüphem yok. Но у меня сомнений нет.
Sorunu tek başına halledebileceğinden hiç şüphem yok. Уверен, она справится с проблемой сама.
Onda da çok iyi olduğuna hiç şüphem yok. Бьюсь об заклад, ты хороша в этом.
Tanrıların onun için çok büyük şeyler planladıklarından hiç şüphem yok. Я не сомневаюсь, что боги приготовили ему хорошую судьбу.
Onun göğüslerinin harika olduğuna hiç şüphem olmasa da. Хотя я уверена, что ее грудь идеальна.
Özellikle senin avlamanı bekleyen bir kılıçbalığı olduğuna hiç şüphem yok. Ты поймаешь самую большую рыбу в океане, я уверен.
Vali Murray kazanacak, hiç şüphem yok. Губернатор Мюррей должен выиграть, без вариантов.
Bu kadar kesin konuştuğum için kusura bakma ama adi Parker konusunda hiç şüphem yok. Я хотела сказать, прости за грубость, но мне противен этот отвратительный Паркер.
Hiç şüphem yok ki kızın buna bayılacaktır. Уверен, ваша тоже будет в восторге.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Bu yaşandı, bundan şüphem yok; fakat bu kelime nasıl bir isim olabilir? Итак, это случилось, несомненно, но как это слово может быть именем?
Afgan çocuklar genellikle evlenene kadar aileleriyle yaşar ve ailenin en büyük üyelerinin tüm ev halkı üzerindeki otoritesi hiç şüphe götürmez. Молодежь Афганистана обычно живет со своими родителями до свадьбы, и авторитет старших в доме никогда не ставится под сомнение.
Bir çok şüphem var, Gibbs. У меня много сомнений, Гиббс.
Afgan aileleri çocuklarından hep en iyiyi beklerler ve mesele, çocuklarına bir yerlerde bir başkasının daha iyi şeyler yaptığını söylemeye gelince hiç bir şansı kaçırmazlar. Афганские родители очень требовательны по отношению к своим детям и никогда не упускают случая, чтобы напомнить им: всегда есть кто - то, кто преуспел больше.
Sizin bir sanatçı olarak üstün yeteneklerinizden hiçbir şüphem yok, Bay Millais. В ваших художественных талантах, мистер Милле, я и не сомневалась.
"Affedersiniz, bayım. - Hamilelik denen şeyi hiç yaşamadınız, bu yüzden görüş belirtmeye hakkınız yok". - yaşlarında bir kadın, yaşındaki bir adama. "Простите, но вы никогда не были беременным, так что у вас нет права высказывать свое ценное мнение", - сорокалетняя женщина - летнему мужчине.
Çok yakında yeni bir kız bulacağından şüphem yok. Уверен, вы еще найдете себе хорошую девушку.
Benim hiç parçam, seni hiç bir zaman sevmeyecek. Нет такой части меня, которая когда-нибудь тебя полюбит.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.