Beispiele für die Verwendung von "kötüsü" im Türkischen

<>
Yani, demek istediğim, büyük olasılıkla idam edileceklerini ya da daha kötüsü Kuzey Kore'ye geri gönderileceklerini düşündüler. Я думаю, они наверное боялись наказания, или, что еще хуже, высылки в Северную Корею.
Çökmüş ekonomi ile yüzleşmek zorunda kalan üç işsiz mimar ise şehri terk etmeyi reddediyor ve sıradışı bir yürüyüş turu acentası açmaya karar veriyorlar - Porto, genel durum, iyisi ve kötüsü: Mimari, Tarih, Politika, Şehircilik, Yavaş Gıda ve Söylentiler Sizlere caddeleri, terk edilmiş binaları, meydanları, karanlık arka sokakları, eski pazarları, baharatlı petiscos'ların ucuz "tascas" larını ve hepsinin arkasındaki hikayeleri göstereceğiz ve çok taraflı bakış açılarından mükemmel sohbetler edeceğiz. Три безработных архитектора перед лицом внезапного экономического разрушения отказались покинуть город и решили открыть невероятное агентство прогулочных туров, чтобы показать Порто с обеих сторон, хорошей и плохой: архитектура, история, политика, городская жизнь, кафе и рестораны, легенды... Мы покажем вам аллеи, брошенные здания, площади, небольшие улочки, старые рынки, недорогие забегаловки с острыми португальскими закусками, расскажем истории, связанные с этими местами.
Ve daha da kötüsü, bütün belanın başladığı yer de oarasıydı. И, что самое худшее, отсюда все проблемы и начались.
Ve eğer James Miller'ın başına en kötüsü gelirse şunu unutmayacağız ki Yas tutmak, korkmak demek değildir. Если с Джеймсом Миллером случится худшее, мы должны помнить, что траур - это не страх.
Ya da daha kötüsü, annem ve kız kardeşimin öldürülmesini mi bekleyeceğim? Или хуже того, ждать, пока убьют мою мать и сестер?
Ve hayatımın ilk bölümünü ya onları hayal kırıklığına uğratarak ya da daha kötüsü onun beklentilerini karşılamaya çalışarak geçirdim. И я провел первую часть своей жизни или разочаровывая их, или хуже живя, согласно их ожиданиям.
Ama olayın üstünü örtmek öyle değildir, ya da daha kötüsü suçu başkasının üstüne atmak ve toplu olarak çözüm buymuş gibi davranmak. Но не нужно скрывать, или, что хуже, сваливать вину и всем вместе притворяться, что это и есть решение.
Yetişkin bir insan için yarım saatlik öğle tatilinden daha kötüsü yoktur. Нет ничего хуже чем получасовой перерыв на ланч для взрослого человека.
Ve yalancılığın dışında, daha kötüsü, senin için serilip evlenmesi için müzik olması gerekliliğidir. все женщины - лгуньи. А если нет, еще хуже, готовят тебе свадебную музыку.
Daha kötüsü var, kütüphanenin dış çevre kameraları sadece ön ve arka girişleri görüyormuş. Что еще хуже, внешние камеры наблюдения библиотеки снимают только центральный и боковые входы.
Bunlardan da kötüsü, o başımıza Türkleri, Tatarları ve senin gibi melez köpekleri gönderdi. Хуже этого то, что он послал турок и татар, и полукровок вроде тебя.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.