Beispiele für die Verwendung von "kadar" im Türkischen mit Übersetzung "столько"

<>
İçeri girmek için bekleyen bu kadar müşteriyi en son ne zaman gördün? Когда ты в последний раз видел столько клиентов, жаждущих попасть сюда?
Seni bu kadar çok seven bir sürü insan var, Havlu. На свете столько людей, которые сильно тебя любят, Полотенчик.
Başka kimse birisine sopayla bu kadar çok vurmazdı. Никто другой не стал бы бить столько раз.
Tek bir ilaç alıp, çocuğunla istediğin kadar vakit geçirebilirme olanağın var. Принимаешь таблетку, и проводи столько времени с ребенком, сколько хочешь!
Ama geceleri, hiç o kadar çok yıldızı bir arada görmemişsindir. Зато ночью: вы никогда в жизни не видели столько звезд.
Kız kardeşim CEO iken Moose Gölü'ne o kadar çok zehirli atık döktü ki göl patladı... Когда руководила моя сестра, она сбросила в озеро столько отходов, что оно взорвалось...
Onu koruyabildiğim kadar korumak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. И я пытаюсь защитить её столько, сколько смогу.
Ama bu sabah uyandığımda, hiç bu kadar yeşillik görmemiştim. İnsan böyle yaşamaya alışabilir. Я сегодня проснулся здесь, и хочу сказать, никогда не видел столько зелени.
Bizim yaşadığımız kadar problem yaşayan başka bir çift var mıdır şu dünyada? Во всем мире не найдется пары, которая пережила бы столько бед.
Niye bu kadar uzun sürdü, Sam? Почему это занимает столько времени, Сэм?
Acaba hazine hakkında o kadar şeyi nereden biliyor? А откуда она знает столько всего о Сокровище?
Kadın bedeni art arda o kadar orgazma dayanamıyormuş. женское тело не может выдержать столько оргазмов подряд.
Anlıyor musun? Onlara iştahlarını kabartacak kadar bir şeyler sunmalı ama hep daha fazlasını istemelerini sağlamalıyım. Давайте им столько, чтобы они чувствовали себя голодными, но всегда оставляйте им ещё немного.
Gerçekten de bizde o kadar para olabileceğini düşünüyor musun? Вы правда думаете, у нас есть столько денег?
Kimse o kadar fazla kahve içmez. Никто больше не пьёт столько кофе.
Evet. Ama konu hakkında bilmediğin o kadar çok şey var ki. Но есть столько всего, чего ты знаешь по этому поводу.
Bay Beemer küçük bir orduya yetecek kadar semtex satmış gibi görünüyor. Бумер отгрузил "Семтекса" столько, что хватит маленькой армии.
Niçin kafasına bu kadar para veriyorlar ki? Почему за его голову дают столько денег?
Kızlar bu kadar soruya bir içki içmeden cevap veremez. Девушка не может ответить на столько вопросов без выпивки.
Yoldaş Yuri. O kadar insan öldürdün ama tek bir adam seni atlatıyor. Еще недавно вы могли ликвидировать столько людей, а этот все ускользает.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.