Beispiele für die Verwendung von "kasabanın yarısı" im Türkischen

<>
Benjamin Horne, yerel iş adamı. Kasabanın yarısı onun. Бенджамин Хорн, местная шишка, владеет половиной города.
Hatta Elena Gilbert'ı korumak için bu kasabanın yarısı kendi boğazını keser be. Да еще половина города глотки себе перережут, чтобы защитить Елену Гилберт.
Bu kız çocuklarının neredeyse yarısı günde topu topu - Taka ($5- $ 5) kazanıyor. Почти половина этих девочек получают мизерную ежедневную зарплату в - бангладешских так ($ 5- $5).
Kasabanın etrafında kalkan oluşturup kimsenin burayı bulamamasını sağlayacak. Оно защитит город, его станет невозможно отыскать.
Soruşturma salonunda bekleyenlerin yarısı "Muhammed" çağrısında ellerini kaldırdığı tabi ki sırf bir tesadüftür. Это чистая случайность, что половина из тех, кто ждал свою очередь в зале специального досмотра, подняла руки, когда следователь позвал "Мухаммеда".
Kasabanın her yerindeki yangını söndürmek zorundayım. Я тушу пожары по всему городу.
Resmi istihdam sayısı her yıl artarken, Tacikistan'ın sanayisinin büyük kısmı durgun ve çalışma yaşında olan erkeklerin yarısı Rusya'da iş arıyor. Несмотря на то, что официальные данные о занятости с каждым годом растут, большая часть предприятий Таджикистана не функционирует и половина достигших трудоспособного возраста мужчин в Таджикистане ищет работу в России.
Okulu bırakıp kasabanın sınırında annemle piknik yapmak gibi mi? Бросить учебу и обедать с мамой на границе города?
Ben de yarısı şimdi, yarısı iş bittikten sonra demiştim. А я сказал: половина сейчас, половина после окончания.
Bu, kasabanın sınırını geçtiğinde sana bir zarar gelmesini engelleyecek. Это убережет тебя, когда ты выйдешь за черту города.
Hayır, dostum, adamlar gece yarısı çıkış yaptılar. Нет, не выйдет, ребята выехали посреди ночи.
Bu kasabanın kenarında inatçı bir adam yaşıyormuş. На краю этого города жил упрямый человек.
Gece yarısı dışarı çıkıyorsunuz. Вы уходите посреди ночи.
Polisler her yerde, kasabanın her yerinde çevirmeler var. Копы везде, контрольно-пропускные пункты по-прежнему по всему городу.
Yarısı kadar bile kötü değil. Даже и наполовину не плохо.
Orası değil. Bu, kasabanın diğer tarafında. Нет, это в другом конце города.
Neredeyse gece yarısı oldu efendim. Уже почти полночь, сэр.
Peki ya kasabanın satılması konusu? Что по поводу продажи города?
Alt yarısı tamamen yanmış gibi. Нижняя половина лица будто обожжена.
Bir sürü insanın, kasabanın yarısının resmini yaptım. Я нарисовала много людей. Я нарисовала половину города.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.