Beispiele für die Verwendung von "olduğu gerçeğini" im Türkischen

<>
Ve bir araya gelmeden önce de onun bir sürü büyük sırrı olduğu gerçeğini de göz önüne almalısın. И пока вы не сблизились, вы должны учесть тот факт, что у нее полно секретов.
Bunun tamamen delilik olduğu gerçeğini gözardı etmem mi gerekiyor? Мне проигнорировать тот факт, что это звучит безумно?
Ama bu onun, kendi kendinin en büyük düşmanı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Но факт остается фактом - её тактика может сильно навредить ей самой.
Bir bok çukuru olduğu gerçeğini değiştirmez bu. Ну и всё равно это сраная дыра.
Çoğunlukla olduğu gibi Egyptian Leftist web sitesi "Per'i Bırakın" resimlerini ilk yayınlayan oldular. Сейчас Пер находится в одной из комнат аэропорта, где нет других людей и где он ожидает объяснений полиции.
Senin gerçeğini kabullenmem için bir sebep yok. Я не вижу причин принимать твою правду.
Benzer suçlara verilen tepkilerden ve katilin Arap veya Müslüman olduğu, tartışmalı bir geçmişi olan durumlardan daha yavaş olduğu belirtildi. Биография предполагаемого убийцы также не являлась темой для обсуждения, как это, скорее всего, было бы, будь он был арабом или мусульманином.
Onun gittiği gerçeğini kutlamamız gerekmez mi? Может стоит отпраздновать факт его исчезновения?
Bu kutunun bir zamanlar Pandora'ya, yeryüzündeki ilk kadına ait olduğu söylenir. Говорят, что он когда-то принадлежал Пандоре, первой женщине на Земле.
Bu senin yalan söylediğin gerçeğini değiştirmez. Это не изменяет факта твоей лжи.
Her zaman olduğu gibi "Deniz Hikayesi" nde ilginç birşey yok. Как обычно, ничего интересного здесь на "Одиссее" не происходит.
Benim öfkeli bir kaltak olduğum gerçeğini göz ardı edebildikleri için jüriye teşekkür etmek istiyorum. Я просто хочу поблагодарить судей, за тот факт, что я бушующая сука.
Yoksa sadece çocuğu için ağlayan bir anne olduğu için mi? Только потому что она мать и плачет о своей дочери?
Senin gerçeğini de görüyorum. Я вижу твою правду.
Lagertha, Skjaldmö olduğu için onu tercih edeceğine şüphe yok. Без сомнения, ты предпочитаешь её потому что она воительница.
O yangının, bulduğumuz cesedin önceden öldürüldüğü gerçeğini gizlemek için çıkartıldığını biliyorduk. Мы узнали, что дом подожгли специально, дабы скрыть факт убийства.
Soruşturma kadının eğitimli bir suikastçi olduğu sonucuna varmış. Расследование установило, что она была наёмным убийцей.
Ya biz şeyin gerçeğini anlatırsak? Kartallar Gibi Kanatlanınca'nın? Иначе мы скажем правду об "Орлиных крыльях".
Çirkin olduğu için mi? Потому что он уродлив.
O zengin olacak ve gerçeğini alacak. Он станет богатым и купит настоящую.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.