Beispiele für die Verwendung von "soruları" im Türkischen

<>
Soruları soran diğer herkes haylice "hayır" cevabını aldı. У всех остальных задающих вопросы множество ответов "нет".
İşte bu yüzden soruları soran sen olmamalısın. Именно поэтому не ты должен задавать вопросы.
William ellerindeymiş. Dave hakkında da birçok soruları var. У них Уильям и куча вопросов насчет Дэйва.
Ben soruları sorarım, sen cevaplarsın. Я задаю вопрос, Вы отвечаете.
Ama aynı zamanda sonuçlarını da düşündüm. Yönetimden gelecek soruları, disiplin kurulunu ve aileni düşündüm. Но я также думал о последствиях вопросах от директора, школьном совете, твоих родителях.
Ben pek de bu tür soruları sorabileceğin türden bir adam değilim. Я совсем не тот парень, которому следует задавать такие вопросы.
O zaman belki de sen matematik veya tarih soruları sorarsın. Тогда ты можешь задать им вопросы по математике или истории...
Bir matematikçi olarak yorum yapan Salingaros bu soruları yanıtlamak için kuramsal bir çerçeve önerir. Автор, будучи математиком, предлагает теоретическую систему взглядов, дающую ответ на эти вопросы.
Tüm soruları dürüstçe ve elinden geldiğince Detaylı olarak cevaplandırarak. С ответов на все вопросы максимально честно и детально.
Gary, gündüz bölümünde çalışan arkadaşlarına Mackenzie'nin değerleriyle ilgili soruları olursa bana gelmelerini söyle. Гэри, передай своим друзьям с дневной смены задавать вопросы по этике Мак мне.
Daha yakın geçmişte bilim, bu en derin soruları cevaplamaya başladı. И лишь недавно наука начала отвечать на эти глубочайшие из вопросов.
Bir dahaki sefere soruları ben seçeceğim. В следующий раз я выберу вопросы.
Alan, öğleden sonra Dr. Girard'a soruları ben soracağım. Алан, я буду задавать вопросы доктору Жерар сегодня.
Donna, burda soruları ben sorarım. Донна, я здесь задаю вопросы.
Bu esnada, aranızda bana soracak mantıklı soruları olanlar var mı? А пока, у кого-нибудь есть ко мне более разумные вопросы?
Bayan Carter, soruları ben soruyorum. Мисс Картер, вопросы задаю я.
Önce vur ve soruları daha sonra sor, çünkü sözel tartışmanın aksine orada kan akmadı. Бей первым, задавай вопросы после, что противопоставляется невербальному способу общения, без крови..
Bu muhteşem, cesur ve öncü toplumda bile bazı soruları sormanın çok tehlikeli olduğunu gösterdi. Она показывает, что даже при таких прекрасных, смелых размышлениях некоторые вопросы опасно задавать.
Burada soruları ben sorarım, Bay Beck, sen değil! Здесь я задаю вопросы, не ты, мистер Бек!
Neden Belfast'ta olduğunu konuşmayı reddetmiş ve gazetecinin soracağı Alice Monroe olayıyla ilgili soruları da yanıtlamayı geri çevirmiştir. Она отказалась обсуждать ее присутствие в Белфасте и отвечать на вопросы, касающиеся инспекции дела Элис Монро.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.