Beispiele für die Verwendung von "tamamen" im Türkischen mit Übersetzung "совершенно"

<>
Hayır, bu tamamen kurallara aykırı. Нет, это совершенно против правил.
Bu benim için tamamen yeni bir deneyim. Это - совершенно новый опыт для меня.
Geçen yaz İspanya'ya gittik, tamamen farklı bir ülke gibiydi. Прошлым летом мы ездили в Испанию. Это совершенно другая страна.
Evet ve sen de tamamen farklı bir adamsın. Это так, и вы совершенно другой человек.
Benden tamamen masum bir insanı öldürmemi istedi. Он просил меня убить совершенно невиновного человека.
Diyelim ki, bu tamamen bir varsayım yapabileceğimi söyledim, ama nasıl yapacağım? Совершенно гипотетически, ну допустим, что я бы мог, но как?
Tamamen beklenmedik, ama aynı zamanda kaçınılmaz bir yer. Совершенно неожиданно, и в то же время неизбежно.
Tamamen farklı bir insanla birlikte uyanmışım gibi geliyor. Я как будто проснулся с совершенно другим человеком.
Hücreler ağır zarara uğramış. Çoğu tamamen biçimsizleşmiş. Клетки серьезно повреждены, многие совершенно разрушены.
Ortak arkadaş yok, iş çıkarı yok, tamamen farklı dünyalarda yaşıyorlar. Ни общих друзей, ни бизнес партнеров, два совершенно разных мира.
Ah, ben böyle şeyler tamamen yararsız buluyorum. О, я нахожу эту вещь совершенно бесполезной.
Galaksimizin merkezinde gizlenen bir nesne, tamamen görünmez durumda fakat ağırlığı dört milyon yıldız kadar. В центре нашей галактики затаился объект совершенно невидимый, но с массой в миллиона солнц.
Tamamen farklı bir katilin psikolojik profilini oluşturabilecek yetiye sahip. Он способен создать психологический портрет совершенно нового типа убийцы.
Ve koloniler, özgürlüklerini ilan etmeyi istemede tamamen haklıydılar, biliyor musunuz? А колонисты были, ну, совершенно правы, что хотели независимости.
İtalya'nın savaşa katılması tamamen yeni bir cephe anlamına gelir. Участие Италии в войне может означать совершенно иной фронт.
Venüs Projesi'nin amacı, günümüz bilgileriyle güncellenmiş tamamen farklı bir sistemin tasarlanmasıdır. Проект Венера предлагает совершенно другую систему, которая основывается на современных знаниях.
Teoride, biz de polis sisteminin bir parçasıyız. Ama uygulamada tamamen farklıyız. Теоретически мы принадлежим той же структуре, но фактически мы совершенно другие.
Mavi bir şey, ödünç bir şey ve tamamen büyülü bir şey vardı. Было и что-то синее, и что-то взятое взаймы и нечто совершенно волшебное.
Nate benim arkadaşım, ve Chuck da buradaki tüm buzlar bitmedikçe tamamen zararsız. Нэйт мой друг, а Чак совершенно безобиден, пока здесь есть лед.
Führer'in arzusu, ki bize uygulamak için emir verilmişti Alman ırkının kanını, pisliklerden tamamen temizlemekti. Пожелания фюрера, которое мы должны были выполнять как приказы совершенно очистить немецкую кровь от примесей.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.